13 Ağustos 2018 Pazartesi

Hasta La Vista Vegas

Las Vegas'daki son günümüz Venetian otelinde başladı. Strip'in en havalı otellerinden biridir Venetian. Yine ismini çoğunuzun bildiği Bellagio, Caesar's Palace, The Mirage gibi ünvanının içinde bir yerde "mega" geçen bir otel.

Venetian'da, günün hangi saati olursa olsun, gün ışığında Venedik'in kanallarında gezer, akşama doğru da San Marco meydanına ulaşırsınız.

Venedik'i görmüş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Venetian Las Vegas, gerçek Venedik'ten hiç de aşağı kalır bir yer değildir. Bazı yönlerden daha bile güzeldir denilebilir.

Örneğin Venetian, Venedik gibi kokmuyor! Kolunuzdan, bacağınızdan çeken satıcılar yok. Milyonlarca turistin arasında dan dun çarpılmadan, itilmeden, ezilmeden huzurla gezebiliyorsunuz. San Marco'yu su da basmıyor.

Bazı farklar da yok değil tabi. Mesela İtalya'daki Venedik'te her iki turistten biri Amerikalıyken, Amerika'daki Venetian'da ziyaretçilerin çoğu Çinli, Japon, Rus, Sırp ve Türk 😛

Ama Venedik, Venediktir sevgiki arkadaşlar. Hiç bir şey, San Marco meydanının deniz tarafındaki girişinde bulunan ve soldakinin üzerinde bir Venedik Aslanı'nın bulunduğu iki sütunun arasından bakınca gördüğünüz gondolların yerini tutamaz.

Venetian
Venetian restoranlarını ise sormayın. Yemek adları İtalyan olsalar da, tadları hep Amerikan 😛

Venetian size bir Venedik ambiansı verse de, Venedik hala gidilesi bir yer olarak kalıyor böyle sevgili arkadaşlar.

Aslında bu söylediklerimin çoğu Las Vegas'daki, temaları bilinen yerler olan otellerin tümü için geçerli. Paris, New York, New York, Luxor, Caesar's Palace, Monte Carlo (kapanmış), Aladdin (kapanmış), hep sizi alıp, dünyanın bir köşesine götürme iddasında olan oteller (di).

Bu otellerin temalarının ödünç alındığı gerçek yerleri görmüş olsanız da hala bu yerlerin Las Vegas şubeleri az ya da çok size oralarda göremeyeceğiniz ekstralar sağlayabiliyor.

Örneğin Paris ve NY NY, sizleri zaman içinde yüz, Caesar's ve Luxor ise bir kaç bin yıl geriye götürebiliyor. Bugün Roma'da kılıç-kalkan yürüyen bir gladyatör göremezsiniz mesela.

İşin özeti, size dünyada çok az görebileceğiniz hayvan türleri, roller coaster'ları, şovları, yemekleriyle Las Vegas Steip'deki oteller hep görülmeye değer yerler.

Bu otelleri ziyaret etmek ücretli değil ancak bazı şovlara para ödüyorsunuz haliyle. Bununla birlikte ziyaretlerin çok vakit aldığını hesaba katın derim. Caesar's Palace'ın Strip'deki levhasından eski Roma'nın Agora'sına gitmek neredeyse yarım saat alıyor.

Bütün gününüzü ayırıp, motive bir biçimde sadece otel gezeyim derseniz, ve tabi ki formdaysanız, günde dört civarı otel gezebilirsiniz. Oldukça iyi bir skordur bu. Eğer "Ay ben çok yoruldum şekerim!", ya da "Ay biraz alış veriş yapalım" havasında, hafif ehli keyifseniz bu sayı günde iki otele düşer.

Venetian
Las Vegas şovlarını da sakım ihmal etmeyin. Hemen her mega otelde birden fazla şov var. Müzikallerin Broadway'den bir lokma farkı yok. Ama şovlar sadece müzikallerden ibaret değil. Elvis clone'larından, gerçek müzisyenlere bir çok konser hemen her zaman mevcut. Sirklerden akrobasiye, revülerden sihirbazlara, Vegas'ta şov sıkıntısı yok.

Yine bir tavsiye, biletleri gidip otellerin gişelerinden almayın. Biraz sıra beklemeyi göze alırsanız biletlerinizi çok daha ucuza, Strip üzerindeki bilet noktalarından satın alabilirsiniz. Bu yöntemle iki kişi için yüz Dolar'a kadar tasarruf edebiliyorsunuz.

Yine, Las Vegas büfeleriyle meşhurdur. Girişte bir ücret ödeyip, yiyebildiğiniz kadar yiyiyorsunuz. Mutlaka deneyin tabi.

Kısacası bir haftayı kolaylıkla Strip'de geçirebilirsiniz. Bir de kumar oynamayı seviyorsanız değmesinler keyfinize.

Biz Las Vegas'a gelip, kumar oynamamış olmayalım diye arkadaşları beklerken toplam beş dolarlık oynadık. Jelena'da hala bir buçuk dolarlık bir bilet var, demek ki üç buçuk dolar kaybetmişiz 😍

Çocuklarla gitmeyi düşünürseniz, biz 🐝Mezzy🐝 ile çok zorluk çekmedik.

Venetian
Ancak fazlasıyla Amerikanvari bir kaç kısıtlama var ki, bazen insanın sinirlerini bozabiliyor. Örneğin bir masa bulup oturuyorsunuz, zart bir garson geliyor, "Ay burası bar bölgesi, çocuklara yasak!" diyebiliyor. Inanın abartmıyorum, yirmi santim ötede, bar bölgesinin sınırlayan platformun yanındaki bir masaya oturursanız, noproblem. Tamamen form over substance yani. Yirmi santim ötede oturdu diye elbette ki 🐝Mezzy🐝'nin ruhu kurtulmadı, ya da yirmi santim bu tarafta olsaydı sevgili kızım ayyaş olmayacaktı. Ne yapalım, when in Rome...

Bu gelişimizde biz çok Strip'e yoğunlaşmadık. Hem dayanılmaz sıcak, hem de 🐝Mezzy🐝 ile zor olacaktı, ancak en önemlisi diğer alternatifler çok daha çekiciydi 😍

Yine de numunelik, bir Venetian'a gidelim dedik. Hem de günlerdir hayatlarını durdurduğumuz sevgili arkadaşlarımıza bir iki saat de olsa bir mola verdirelim istedik. Böyle düşündük diye bize kızdılar biraz ama baskın basanın oldu tabi 😛😍

Jelena ve Melissa
🐝Mezzy🐝 ve Jelena aynı elbiseyi giymişlerdi. Çok şirin oluyorlar anne kız böyle asker gibi aynı üniformayı giydiklerinde ❤️ İkisi de Grand Canal ve San Marco'da diğer ziyaretçilerin gönlünü feth ederek dolaştılar. Sevgili kızıma doğum günü için bir Mickey Mouse kolye aldım. Sonra bir dondurma yedik ve arkadaşlarımızla bir araya gelip, akşam yemeği için rotamızı Hotel M'in büfesine çevirdik.

Bu büfe, Las Vegas'ı bilen biri olmadan bulunması imkansız bir oteldeydi. Hotel M genelde Las Vegas'ın lokallerimin gittiği bir otel ve casino. Yemekler ise mükemmel tabi, ancak beni tanıyanlarınızı şaşırtacağımı bilerek söylüyorum, üç günlük Las Vegas treatment'ınden sonra gerçekten bu akşam frene basmak zorunda kaldım.

Sevgili kardeşlerimle son akşamımızı geçirdik. Ertesi sabah da bizi hava alanına bıraktılar.

Yaşadığım yeri, şehri hatta ülkeyi çok sık değiştirdiğim bir hayatım oldu sevgili arkadaşlar, o yüzdendir, ne kadar sevsem, ne kadar iyi vakit geçirsem de yerlere ve kişilere veda etmeye alışığımdır.

Ancak itiraf edeyim, bu kez gerçekten zor geldi.

Yıllarımı birlikte geçirdiğim bu insanları uzun zaman sonra önce bulup sonra da geride bırakmak burnumun deliğini sızlatmıştı. Vegas,tan ayrılırken kalbimin bir parçası, bu bir birime komşu iki evde kalmıştı. Ancak bu sevdiğim insanları kendilerine kurdukları mutlu hayatın içinde görmek içimi ısıtmış, moralimi düzeltmişti.

Bu insanlar bizi öylesine candan karşılamış, öylesine düşünceli ağırlamışlardı ki, Jelena bir noktada dayanamadı ve "Siz cephede beraber mi savaştınız?" diye sormuştu. Sorunun cevabı "Neredeyse!" idi, ama o an gülümseyip, kapatmıştım konuyu 😍

Spirit havayollarının bir A-319'u, bizi bu güzel kentten alıp San Diego'ya götürmek üzere McCarren hava alanından ayrıldı.

Uçağın penceresinden Lake Mead görünüyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...