Melissa diye yazınca sanki başka birinin kızından bahsediyor muşum gibi geldi. O bizim 🐝Mezzy🐝'miz ❤️ sevgili arkadaşlar.
İlk doğum gününde Venedik'teydi canım balarım. Venedik Hard Rock Cafe'de sahneye çıkmış, dans etmişti o haliyle.
İkinci doğum gününde ise Hard Rock Ibiza'daydı 🐝Mezzy🐝'cik. Orada da garsonlarla şarkı söylemiş, minik pastasının mumunu söndürmüştü.
🐝Mezzy🐝'nin üçüncü doğum gününde Amerikadaydık, ve bu kutlama için de Las Vegas'tan daha uygun bir yer olamazdı.
Sabahın erken bir saatinde Dulles havaalanına gelmiş, güvenlikten geçtikten sonra da uçağınamızı beklerken kötü haberi almıştık.
Amcamı kaybetmiştik.
Bir baba olarak en mutlu günümü yaşarken, bir yeğen olarak içimi parça parçaydı. Ancak doğa çok fazla şans tanımıyor insana. Yeğen kalbimi içime gömüp, baba kalbimle yola devam ettim.
Annemin ve babamın doğum günleri aynıydı sevgili arkadaşlar. Aynı gün de Anneannemi kaybetmişler. Ömürleri boyunca yılın bu gününü bir buruk geçirdiler. Onların buruk olma lüksleri vardı, çünkü sonunda kendi doğum günleriydi. Ben onu bile yapamayacağım çünkü söz konusu gün sevgili kızımın doğum günü.
Hayat bazen böyle oyunlar oynayıp, bizleri test ediyor işte.
Üç yıl önce bu gün sevgili kızımı ilk kez dünya gözüyle görmüştüm.
Daha o günden belliydi ne kadar nevi şahsına münhasır bir karekteri olduğu. Üç gün boyunca hastanede, Jelenanın yatağının yanındaki bir koltukta uyumuştum.
Sevgili kızımın doğumunu iki hafta öne almaları gerekmişti.
Apar topar Hastaneye gittik.
Ayın 21'i idi. Jelena'nın hamileliği boyunca kendimi Melissa'nın Aslan burcundan olacağına inanarak geçirmiştim. Tanıyanlarınız bikir, astrolojiyle uzaktan, yakından en ufak bir ilgim yoktur. Ama kendimin de Aslan burcundan olduğum için, kızımın Aslan olması fikri hoşuma gitmişti.
Ancak bu doğumu öne alma işi, sevgili kızımın hangi burçtan olacağını da etkilemişti.
Çünkü Aslan burcu Temmuz'un 22'sinde başlıyordu.
Hastaneye geldiğimizde saat akşam dokuz falandı. Doktorların bana bebeği induce edeceğiz dedikleri anda hayalimdeki senaryo, Jelena'ya bir hap verecekleri, pat, aşağıdan da Melissa'nın geleceği şeklindeydi
Bu yüzden nöbetçi doktorla pazarlık yapmaya başladım.
"Saat on ikiyi bekleyebilir miyiz, prosedürü uygulamak için?"
Adam niye diye sorup da ben nedenini söyleyince gülmüştü bana. "Belli olmaz onun ne zaman geleceği" demişti.
Jelena'nın admisyonunun tamamlanması, odasına çıkması, orasına, burasına kabloların, hortumların, sensörlerin bağlanması falan, saat on biri bulmuştu. Ben devamlı saate bakıyor, "Hadi canım kızım, bir saat daha dayan, sonra gelirsin" diye içimden 🐝Mezzy🐝 ile konuşuyordum.
Ne bileyim benim sözümü bu kadar ciddiye alıp dinleyeceğini...
Bizi endüksiyon odasına götürdüler. Vaud kantonunun en büyük hastanesinin endüksiyon odasında sadece iki yatak vardı. "Niye?" diye sorduğumda, "Bizim müşterilerimiz çok kalmazlar burada" demişlerdi.
Gerçekten de ikinci yatağa bir kadın geliyor, iki saat sonra da "aaah", "oooh" diye sızlanıp, hemen doğum odasına götürülüyordu. Gece boyunca üç dört bebeği induce etmişlerdi.
Jelena'da ise hiç hareket yoktu. Gazete, kitap okuyor, arkadaşlarıyla sohbet ediyor, iPad'i ile oynuyordu.
Hastanedeki yatağım |
Sabah bizi başka bir odaya aldılar. Koltuğumu da tabi. Jelena'da yine bir hareket yoktu, ama en azından 🐝Mezzy🐝'nin Aslan olacağı kesinleşmişti.
Bir gün daha geçti, hala 🐝Mezzy🐝 yoktu ortalıkta. Bana artık hastanede yemek vermeye başlamışlardı. Jelena ise normal hayatını sürdürüyor, yataktan işlerini takip ediyordu.
23'ünün sabahı doktorlar da artık bu böyle olmayacak, bir şeyler yapalım demeye başladılar.
İkinci gün |
Canım kızımı annesinden önce ben görmüştüm. Ekşi bir suratla gelmişti, bir süre sonra da ağlamaya başladı. O günden bu yana canım kızım çok değişti ama hala ağlarken o ilk doğduğu günkü yüz ifadesini takınır. Sadece bu ağlayışı sayesinde onu yıllar boyu görmesem de şüpheye yer bırakmadan tanıyabilirim.
Mezzy! |
Hem de babası gibi Aslan olmuş 😍
Las Vegas'ta yine uzun yıllardır görmediğim dört kardeşimi görecektim. En son gördüğümde her halde avucuma sığacak kadar küçük kızları ve daha önce hiç görmediğim ikinci kızları ile de tanışacaktım.
Hayatımızın uzun sayılabilecek bir bölümünü beraber geçirmiştik. Başımızdan birlikte çok şeyler geçmişti.
Neşesiyle, üzüntüsüyle çok şeyler paylaştık, bunların bir çoğu da normal, sakin bir hayat yaşamayı tercih edenlerin hayatlarında başına gelemeyecek şeylerdi.
Sonrasında hayat aldı, bizi dünyanın farklı yerlerine serpiştirdi.
Bu güzel insanlarla seneler sonra bir arada olacak olmanın heyecanı içerisindeydim.
Frontier Airlines’ın A-321 uçağı Las Vegas’ın McCarran Havaalanına indiğinde işte bu karmakarışık duygular içindeydim.
Uçaktan indik, valizlerin geldiği karoselin etrafında çantamızı aramaya başladık.
Bundan sonra olacakları o anda hayal bile edemiyorduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder