13 Nisan 2012 Cuma

Çin'de Bir Taksi Macerası

Çince dünyanın en zor dillerinden biri. Hem telaffuzu çok zor hem de kelime hazinesi fazlasıyla kendine özel. Bir de yazıllı gördüğünüzde okuyamadığınızdan artık kulağınızla duyduğunuz gibi söylüyorsunuz yerleri, yemekleri, vs.

Jelena çok güzel uydurmaya başladı ilk birkaç saatten sonra.

Mesela Tiananmen meydanı oldu size “Tiam-Miam” meydanı.

Çin para birimi Renmenbi benzeri biçimde “Ram-Pam-Pim” haline dönüştü.

Neyse.

Çin’de taksiler çok ucuz, o yüzden şehir içi yolculukların çoğunu taksiyle yaptık.

Ama Çin’de taksiye binmenin de bir raconu var. Şöförü sizin söylediğiniz yere gidebileceğine ikna etmeniz gerekiyor.

Pekin’deki son günümüzün sonunda, ikimiz de bitap, bir taksiyi durdurduk. Hemen içine atladık. Ben şöföre otelin adını söyledim.

-“Crowne Plaza please...”

Şöför de bana dönüp:

-“Hay Hoy Hoyda Hagaaaaaaa!”

Diye bağrdı.

Geçmişten tecrübeliyiz, Jelena hemen arkasında otelin planının, önünde ise adının ve adresinin Çin alfabesiyle yazılı olduğu kartı gösterdi taksiciye.

Taksici kartı aldı, baktı, baktı, baktı, ...., baktı, ...,

-“Hagaaaaaaa!”

Diye bağırarak kartı geri verdi.

Ben nasıl sinirlendiysem, haydi lan Jelena iniyoruz deyip kapıyı actım ki, şöför gaza basıp hareket etti.

Tam neyse anladı derken üçyüz metre sonra kenara çekip durdu ve bize döndü.

-“Aaaaaaaaaaa!”

O kadar komik bir pozisyondayız ki arkadaşlar, arabanın içinde amaçsız bir biçimde bekliyoruz. Şöför gideceğimiz yeri bilmiyor, otelin adını anlamıyor, adresin yazılı olduğu kartı arkasındaki yol planına rağmen yorumlayamıyor, bu arada bizi de asağı indirmiyor.

Tam bu anda Jelena bır aslan kesildi ki, çantasından hop hop otobüslerinden kalan planı çıkardı, plastik muhafazanın altından şöföru çimdikleyip planı onun burnuna soktu.

Sonra da ilk günlerde Tiananmen’i söyleyemeyen o değilmiş gibi,

-“Look, this is Pudong, we are here (bak burası Pudong, biz burdayız), and this is Yungchonyoung, the hotel is here (burası da Yungchonyoung, otel burada), now you make a left turn here on this street, cross the tunnel and get to Yungchonyoung through Wonponyan road (şimdi bu caddeden sola dön, tüneli geç ve Wonpoyan caddesinden Yungchonyoung,a geleceksin.”

Diye bağırdı.

Şöför yol boyunca bir daha konuşmadı. Sorunsuz olarak otele geldik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...