1 Temmuz 2012 Pazar

Hırsız-Polis II

Bir önceki yazımızda Suriye'nin düşürdüğü uçağımızla ilgili elimizde olan bilgilere bakıp yorumlamıştık. Bu yazımızın hedefi ise bu olayı kimin gerçekte yaptığını yada yaptırdığını bulmaya çalışmak.

Tabi ki ne yazdıysam sadece benim fikrim ve tahminlerim. Olayı benim gibi basından takip eden kimseden daha fazla bir şey bilmiyorum.

Önceki yazıda Komiser Colombo, yada Agatha Chrıstie daha doğrusu kahramanı Hercule Poirot tarzı şüphelileri belirlerken bu uçağı düşürme motivelerini de belirleyeceğiz.

İlk önce İran’dan başlayalım. En kuvvetli şüpheli olmasa da en kuvvetli şüphelilerden biri bence.

Çünkü motivi çok kuvvetli.

Bu işi tezgahlamada İran’ın beklentisi, olay nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın net bir diplomatik kazanç.

Şöyle düşünün.

Eğer Türkiye Suriye’ye saldırırsa İran’ın bölgedeki en önemli rakibi yıllar sürecek bir savaş batağına saplanacak, ekonomik büyümesi duracak, başka hiçbir şeyle ilgilenemeyecek, İran da bu arada Irak başta olmak üzere, Azerbaycan ve diğer bölge ülkeleri üzerinde etkisini katlayacak.

Yok Türkiye saldırmazsa, İran’ın bölgedeki en büyük rakibinin kof olduğu ortaya çıkacak, Türkiye bölgesel güç iddiasından büyük ölçüde vazgeçmek zorunda kalacak çünkü kimse onu takmayacak.

Gel de şüphelenme.

Ancak İran’ı sorumlu ilan etmenin en büyük engeli, İran’ın bu işle bağlantısı olduğunu gösterir hiçbir delil olmaması.

Sıfır yani, İran’ın dolaylı olarak ucundan bile bu işin içinde olduğunu gösterir bir delil kalıntısı bile yok.

Peki başka kim ve niye yapmış olabilir bu mini saldırıyı?

Mesela Kürtler.

Niye olmasın? Türkiye Suriye ile sonsuza dek sürecek bir savaşa girer, Kürtler de bağımsızlık ilan eder.

Akla yakın gibi görünse de ilk başta, Türkiye ile Suriye’nin savaşı ille de Kürtlere bağımsızlık garantisi vermez. Bu savaşların kime ne getireceği belli olmaz, Kürtlerin durumu daha bile kötüleşebilir.

O yüzden ben bu motivin çok kuvvetli olduğunu düşünmüyorum. Zaten bir delil de yok.

Acaba İsrail mi yaptı?

Olur mu olur. İsraillin Suriye ile Türkiye’nin kapışmasında bence çıkarı var. Bu işi tezgahlayacak potansiyeli de.

Suriye, İsrail’in problemi. Türkiye bunu çözerse her halde İsrail üzülmez.

Ancak şimdilik bu iddiayı destekler bir kanıt yok.

Başka kim olabilir?

Acaba biz kendimiz yapmış olamaz mıyız?

Suriye, Amerika, İsrail ve Avrupa’nın problemi ancak Libya gibi problemin çözümünü motive edecek mesela bir petrol unsuru yok. Türkiye aldığı hallice birkaç sözün karşılığında bile bile bu işe girmiş olabilir.

Türk tarafının sessiz ancak planlı hareketleri bu görüşü destekler nitelikte.

Ancak bu teşhis tamamen teorik. Şimdilik bu şüpheyi destekler bir kanıt yok.

Kağıt üzerinde suçlu Suriye’nin bu işi bilerek yaptığına en ufak şekilde bile inanmıyorum.

Salak bir Suriye askeri panikle tetiğe basmış olabilir ancak bu bireysel bir hareket olarak kalır. Suriye hükümetinin başına böyle bir derdi bilerek açacağına inanmıyorum.

Bazıları Esad dikkati başka tarafa çekmek için yaptı falan dese de dikkatleri başka tarafa çekmenin daha az zararlı ve tehlikeli yöntemleri var.

Halkının büyük bir bölümünün desteklediği Sünni Türkiye’yi olaya dahil etmenin bir manasını görmüyorum.

Popüler olsalar da bence komedi malzemesinden fazla ileri gitmeyen olması imkansız bir iki teoriye de bakalım.

Mesela klasik, sosyalist, CIA komplosu hikayesi, yani Amerika yada İsrail için keşif yaparken yakalandık teorisi.

Amerika’nın uzaydan yada stealth uçakları ile Suriye’de hareket eden her arabanın plakasını okuyabilme yeteneği varken elli yaşında bir Türk RF-4’ünden medet umması absürt olur. Amerika’nın elindeki her bilginin İsrail’e de açık olduğunu düşünürsek bu teorinin ne kadar monoton ve sıkıcı olduğunu anlarız.

Daha komik benzer bir teori ise bu uçağın Kıbrıs civarlarında istihbarat toplayıp bu istihbaratı Suriye’deki direnişçilere iletmek için Suriye hava sahasına girdiğinde düşürülme iddiası.

Valla ciddi ciddi tartışıldığını duydum.

Tabii ki deli saçması tarafı istihbaratı direnişçilere iletmek için uçağın Suriye’ye gitmesi.

Sanki pilotlar direnişçilerin etrafında uçarken pencereyi açıp direnişçilere bağırmak suretiyle istihbaratı iletti.

“Lan Seyfullah, bak hele, Esad’ın adamları sağdan geliyor, te şu tepenin arkasından...”

Belki de direnişçilerin yakınına indi, istihbaratı vermek için.

“Koçum, ben sizin şefinize istihbarat vermeye geldim. Hadi ben içerideyken sen de şu uçağın yağına suyuna bir bak, camları bir sil...”

Bu bilgisizlerin bilgisizlikleri o kadar vahim ki böyle salakça teorileri üretip sonra kendileri bile inanıyor.

Başka bir teori. Rusya.

Rusya’nın yakındaki bir gemiden ateş açıp uçağımızı düşürmesi teknik olarak mümkün, burada ancak motivi oluşturmakta güçlük çekiyorum.

Yani Rusya niye yapsın bu işi?

Zaten komşularının uçaklarını düşürmeden bile Esad’ı zar zor savunuyor, kendi işini niye güçlendirsin diyorum.

Sonuçta bu işi kimin yaptığını büyük olasılıkla hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. En iyisinden bir hikaye uydurup birine yıkacaklar bütün suçu.

Ama spekülasyon yapmamızı da engellemez ya bu :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...