11 Ocak 2018 Perşembe

"Sınop" Adam

Bir kiracımız vardı. İstanbul'da bir sitede. Bir ay kira yatırmadı, ben de hadi sıkıştırmayayım dedim, ses çıkarmadım. Bir sonraki ay da yatırmadı. Buna bir mail attım, cevap yok. Site yönetimi ile falan temasa geçtik, sonra anladık ki adam evi boşaltıp, gitmiş. Haber de vermemiş. Ne yapalım dedim, allahından bulsun. Apar topar kiracı aramaya başladık ve sonunda birilerini bulduk ama daire de üç ay falan boş kaldı.

Olur böyle şeyler. Hayat mükemmel değil.

Aradan bir sene falan geçti, site yönetimi abimi aramış. Sağolsun abim hep bizim kahrımızı çekiyor böyle. Demişler ki, sizin eski kiracının 700 lira aidat borcu çıktı. Abim de biliyor bizim kiracının çıkarken bütün borcunu kapadığını. O yüzden yönetimdeki kıza siz bu adam çıkmadan bütün borcunu ödedi dediğini hatırlatmış. Kız da bizim hatamız, başka bir dairenin yaptığı ödemeyi sizin daireye yazmışız, yeni farkettik ve düzelttik, kiracınız bu düzetmeden sonra borçlu görünüyor demiş.

Olur böyle şeyler. Hayat mükemmel değil.

Durumu anladınız umarım. Başkasının ödemesi bize yapılınca bakiye azalmış, bu da sistemde görünen bakiyeyi ödeyip, vınlamış. 700 lira gibi bir miktarın eksik olduğunu farketmemesi mümkün değil tabi. Ama burası Türkiye işte. Ya tutarsa demiş, bir sene sonra da birisi bulmuş.

Açtım telefonu buna.

"Ahmet bey, ben eski ev sahibiniz Bülent."

"Oooo, Bülent bey, nasılsınız?"

"İyiyiz, siz nasılsınız?"

"İyi diyelim, iyi olalım."

"Abimi aramışlar site yönetiminden."

Adam bir nefes aldı ve başladı.

"Bülent bey, bu adamlar şerefsiz. Ben bunlara borcum ne kadar dedim, onlar da şu kadar dedi. Hepsini ödedim, hala borcun var diyorlar."

"Ahmet bey, bir yanlışlık olmuş anladığım kadarıyla."

"Ne yanlışlığı, çete bunlar!"

"Yanı böyle bir borç yok mu?"

"Bana borcun yok dediler."

"Ben onu sormadım. Adamlar hata yaptık diyorlar."

"Bana ne, hatayı yapandan alsınlar."

"Ahmet bey, sen ayda ne kadar aidat ödeyeceğini biliyor musun?"

"Biliyorum."

"Bunların ne kadarını ödedin?"

"Bana borcun sıfır dediler."

"Ahmet bey, adamlar hata yaptık diyor. Sen ne ödediğini bilmiyor musun?"

"Bana borcun yok dediler."

"Bak site yönetimi gelsin, tahakkuklarla ödemeleri karşılaştıralım demiş. Al kağıtlarını git, ne ödediğini ne kaldığını beraber hesaplayın."

"Gitmem. Orada bir kız var, çok kaba. Bana hakaret ediyor."

Nasıl şaşırdım. Ben olsam tekmeyle atardım dışarı ama kız yine sabırlıymış...

"Peki ne yapalım Ahmet Bey?"

"Senin abin çok güzel bir insan. "

"Güzeldir tabi. Abim o benim."

"Benden büyükmüş, yoksa çok iyi arkadaş olurduk onla."

"Ahmet bey, nasıl çözeceğiz bu işi?"

"Bülent bey, bunlar ahlaksız."

"Niye ahlaksız diyorsun adamlara?"

"Bana borcun var diyorlar."

Doğruyu bulup, parayı gerçek borçludan almaya çalışıyorlar diye ahlaksız diyor adamlara eşşoğlueşek.

"Peki bu borç senin mi?"

"Sen ne iş yaparsın bilmiyorum, ben ticaretle uğraşırım, anlarım para işlerinden. Adam bana borcun yok dedi."

20 sene bir Fortune 100 şirketinde finans yaptım, ama boynumuz kıldan ince. Baba anlıyor para işlerinden böyle.

"Ben adam ne dedi, onu sormuyorum. Bütün aidatlarını ödedin mi?"

"Bülent bey, benim bir oğlum var. Aslında dairede o kalıyordu ama onu mali olarak ben destekliyordum."

"?"

"Onu hala destekliyorum. Her baba oğlunu destekler. Senin çocuğun var mı?"

"Ahmet bey, bu borç senin mi, değil mi?"

"Bak bu parayı benden alamazlarsa sana gelecekler!"

Tehdit ediyor şerefsiz.

"Bana geldikleri zaman öderim. Sonra ben kimin peşine düşerim sence?"

"Bülent bey sen doğru konuşmuyorsun bak."

"Bak kardeşim, sana tavsiyem git öde bu parayı, yoksa icra, avukat, mahkeme, canını acıtırlar."

"Biz öyle öksüz değiliz, bizim de avukatımız var."

"Ne diyosun sen Ahmet bey?"

"Bülent bey, sen abin gibi değilmişsin. Abin çok iyi biri, seni beğenmedim."

Beğenmemiş (!) Demek kızını vermeyecek...

"Ahmet bey git öde borcunu."

"Sen ne 'sınop' adammışın yaaa"

"Siktir git eşşoğlueşek"

Dedim, kapattım telefonu. Ağzımı bozdum, kusuruma bakmayın.

Bu adam gitmiş, önce emlakçınız benim paramın üstüne yattı, ondan alın bu parayı diye rezillik çıkarmış. Bahsettiği emlakçıyı atmışlarmış işten. Gidip adamı bulmuşlar. Bak Ahmet bey benim paramın üstüne yattı diyor, nasıl oldu bu iş diye sormuşlar. Emlakçı da o para hizmet bedeli. Makbuzu da burada diye göstermiş. Yani emlakçının komisyonu. Ahmete sormuşlar, haa öylemiymiş demiş.

Birisi anlatsa yalan söylüyor, olmaz bu kadarı derim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...