17 Temmuz 2017 Pazartesi

Norman Dike Sendromu

Band of Brothers isimli bir mini-dizi vardı, izlediniz mi bilmiyorum. İkinci dünya savaşı sırasında, ABD'nin 101'inci Paraşütçü birliğinden Easy Company isimli bir bölüğün öyküsünü anlatır.

Bu dizinin bir bölümünde, bölüğün başına, biraz da karargahın itelemesiyle, Norman Dike isimli bir üsteğmen getirilir.

Narasyomdaki bir tek cümle bu üsteğmenin durumunu özetler.

"Norman Dike'ın sorunu yanlış kararlar vermesi değil, hiç karar verememesiydi"

Alın size bizimki.

Aman o ne der, bu ne der, oy kaybederim, şu guruba ters bir şey söylerim diye hiç bir şey söylemiyor.

Dinciler kızmasın diye bir ara Atatürk diyemiyordu. Laiklik ise hak getire. Meral Akşener bile son bir ayda, bizimkinin bir yılda kullandığından çok laiklik kelimesini bir cümle içinde kullandı. Laikler kızmasın diye de çok sık Allah, kitap falan demiyor. Kürtler kızmasın diye HDP'liler tutuklandığında haklıdır diyemiyor, Türkler kızmasın diye de Anayasaya aykırı ama hayır dersek millet ne der deyip, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ıkına sıkına evet diyor.

Aman Hüloooğğğğlar kızmasın diye ağızını açıp, Türk ordusunu aleni aşağılayan darbe afişlerine bir şey söyleyemiyor, fare gibi kaçıyor.

İç politika, yani hedefi başkanlığı kaldırmak mı, yoksa iyi bir başkan olmak mı bilmiyoruz. Kürtler için ne diyor, bilmiyoruz. NATO için görüşü nedir, kalacakmıyız, gidecekmiyiz bilmiyoruz. AB ne olacak? Girelim mi, vaz mı geçelim? Rusya ile yakımlaşalım mı? Arap sermayesine mi oynayalım, Şangay beşlisine, yani İran'a mı oynayalım?

Bilmiyoruz.

Bana sorarsanız, o da bilmiyor. Bu soruların bir kaçına hasbel kader bir cevabı varsa da korkudan söyleyemiyor.

Norman Dike'a dönersek, bir çatışmanın ortasında eeee, aaaa, yaniiii. diye kaz çevirirken görevinden azledildi.

Yerine geçen yeni komutan hemen askerleri makineli tüfek ateşi altında topladı, arkadaşlar, hedefimiz bu, co sen sağa geç, pitır sen arkadan dolaş, bob sen de ateş desteği ver diye net emirlerini verdi, ileri dedi, çat, pat, iki dakikada bölük çatışmadan muzaffer çıktı.

Dike, savaştan sınıra İsviçre'ye yerleşmiş. Bize yarım saat uzakta, Leman Gölünün üzerinde bir köyde yaşamış, 89'da da ölmüş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...