28 Kasım 2011 Pazartesi

Avrupa Satılık

İtalya batmak için de kurtarmak için de çok büyük - Too big to fail, too big to bail.

Cuma günü yapılan bir bono ihalesinde İtalyan bonoları çok az ilgi gördü. İtalya’nın borçlanması giderek zorlaşıyor ama her şeyden önemlisi İtalya’nın borçları giderek maliyetli hale geliyor. Bu kısaca İtalya borçlarına daha yüksek faiz ödemeye başlıyor.

Bu kısır döngüye bir girerseniz zor çıkarsınız.

Günlük hayatınızda zaman zaman İtalya’nın bu gün yaşadıklarını yaşarız. Kredi kartını kullanır, ödemeleri başka bir kredi kartından para çekip yaparız. Büyüyen borçların faizi yavaş yavaş ödeyebileceğimiz anaparadan yemeye başlar (ee... anapara ve faiz:), her gecen gün işler daha fazla sarpa sarar.

Günlük hayatımızda genellikle bu işlerin çıkışı ya sadece ekmek-peynir rejimine dönerek yada bir yerlerden toplu para bulup - mesela arabamızı satarak - kredi kartlarını kapayarak gerçekleşir. Çalışmıyorsak bir iş bulmak yada çalışıyorsak ikinci bir işe başlamak da yöntemlerin bazıları.

Yunanistan'a kısa bir dönüş yapıp İtalya’dan ayırırsak, Yunanistan in borçları öyle büyük ki rejimle, ikinci işle falan düzelecek gibi değil. Bir yüz yıl kadar ekmek-peynir yemesi gerekiyor ödeyebilmesi için borçlarını, çok batık yani.

Topun ağzında İspanya’da var, en azından ben ne kadar batik olduğunu bilmesem de batik olduğu fazlasıyla açık. Portekiz de berbat ama bu gün Portekiz hakkında pozitif bir yorum okudum.

Macaristan’ın battığını zaten biliyoruz.

Herkes Fransa ve Almanya iyi dese de ben Fransa için ayni görüsü paylaşmıyorum. Fransa'ya komsu yaşıyorum, 20 dk. mesafede. Bırakın islerin iyi gittiği bir ülke havasını, daha ziyade gerileme dönemine girmiş bir ülke izlenimini veriyor. Bana sorarsanız Fransa da batik.

Bunları niye yazıyorum?

Çok basit. Bu günlerde popüler konulardan biri Avrupa ülkelerinin bireysel borçlarını toplayıp bir havuzda yönetmek.

Bunun bir anlamı var. Avrupa satılık, eğer almak isterseniz :)

Avrupa’yı alacak para da başta Almanya'da var. ABD, Cin, IMF falan da karışır ama asil alıcı Almanya.

Almanya da affınıza sığınarak biraz ağızı bozuk konuşacağım, hıyar değil, bu paraları Avrupa’nın gerisinin hayrına verecek. Dinleyin Merkel'i bu günlerde. Ağızından çıkan iki kelimeden biri kontrol, ceza... Yani yönetim.

Eee, parayı veren çalar düdüğü. SS'lere, Stuka'lara, Blitz-Krieg'e falan gerek yok yeni cağımızda. 21. yüzyıla hoş geldik hepimiz.

Önümüzdeki on yıl çok ilginç geçecek, bekleyelim, görelim.

http://money.cnn.com/2011/11/09/news/international/italy_crisis_bail/index.htm?iid=EAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...