31 Aralık 2019 Salı

Grev

Sevgili arkadaşlar, size bahsetmiştim, Fransa’da demiryollarındaki grev yüzünden Lozan-Paris trenimizin akibeti biraz karanlıktı. Sonradan trenimizi teyit ettiler, bu sabah da trene binip, Paris'e doğru yola koyulduk. Daha trenden inmeden Jelena mahkeme duvarı gibi bir suratla iPad'ini gösterip, "Dönüş trenini iptal etmişler" dedi. Aynı email'de hemen yeni treninizi teyit edin diyordu. Jelena söyledikleri web sitesine girip, değiştirmeyi denedi, nada. Email'de verdikleri telefon numarasını aradı, cevap yok. Grev tabi.... Fransızlar, siz Türkçede nasıl diyor, bu grev işine çok propensite, yani temayüllü, daha da doğrusu mütemayil bir millet. Her şey için greve giderler, kendileri dahil bütün turistlere sistematik bir biçimde hayatı zehir ederler.

Çaresiz, Paris'e indiğimizde biletleri Gare de Lyon'daki gişelerden değiştirelim dedik. TGV trenlerinin gişeleri koca bir salonda. Salona girerken bir Kuzey Afrikalı "görevli" bizi durdurdu. "Ne yapmak istiyorsunuz?" diye sordu. Jelena, "Trenimiz iptal olmuş, biletlerimizi değiştireceğiz" dedi. "Haa, o zaman doğru yerdesiniz" dedi bizimki. Sanki bilet gişelerinden striptiz şovuna bilet almayı düşünecekmişiz gibi.

Yan tarafındaki bir kuyruğu işaret etti, "Sıraya girin" dedi. Salonun içinde otomatik numara veren bir cihaz vardı. Ama o cihazda sıraya girebilmek için demek ki salonun girişinde bir sıraya daha girmek gerekiyordu.

Bir on beş dakika sırada bekledik, sonra yine o Kuzey Afrikalının önüne geldik. Az önce konuştuğumuz adam yine “Ne yapmak istiyorsunuz?” diye sordu. Jelena da bir kez daha,“Trenimiz iptal olmuş, biletlerimizi değiştireceğiz” dedi. Adam da bir kez daha “Haa, o zaman doğru yerdesiniz” diye teyit etti. Gülmemek için ciddi bir çaba sarf ederek içeri girdik.

Sıra numarası veren makinenin önünde başka bir Kuzey Afrikalı duruyordu. Bize “Ne yapmak istiyorsunuz?” diye sordu. Jelena da, artık soruya şerbetlendiğinden iki kelimeyle “Biletlerimizi değiştireceğiz” dedi. Görevli “Haa, o zaman doğru yerdesiniz” dedi, ancak önceki görevliye kıyasla bize hayati önemdeki bir başka bilgiyi de aktardı "Yukardaki ekranda numaranızı görünce, yanında yazan gişeye gidin"...

Salonda yirmi iki gişe vardı, ancak grev nedeniyle sadece beşi çalışıyordu. Beşinden de ikisinin önünde kimse yoktu. Gişedeki görevliler Walking Dead dizisindeki zombiler gibi hiç bir şey yapmadan, anlamsız bir biçimde bilgisayar ekranlarına bakıyorlardı.

Bir yarım saat sonra sıramız geldi, gişeye ulaşabildik. "Biletlerimizi değiştirmek istiyoruz" dedik, "Aynı güne, en geç saate"...

Neyse eski trenimizden bir saat öncesine bir tren bulabildik. 🐝Mezzy🐝 parkta son gün bir saat az vakit geçirecekti ama buna da şükür....

Görevli doğum tarihimizi sordu. Jelena da "Mile neuf cent septant cinq' yani 'Mil nöf san septan senk', yani yani 1975 dedi. Bizim gişeci "Ha?" diye şaşırdı. Garip zevcen İsviçre'de on iki yıldan sonra asimile olmuş tabi, Fransızca değil İsviçrece sayıyor. Septan cinq yetmiş beş demek, ama Fransızlar yetmiş beş yerine altmış on beş derler, yani 60 + 15. Daha da kötüsü var. Mesela doksan dokuz için dört yirmi on dokuz, yani 4 x 20 + 19...

Karım Fransızcayı Fransa'da tahsil ettiğinden kıvırır bu gereksiz matematiği, işin aslı ben Fransadayken parmaklamaya başlarım ama tren iptalinin stresi, üstüne bir de üç buçuk saatlik Mezzy-Show eklenince İsviçre sayılarına daldı.

Neyse, e=mc2 anlaştık gişeciyle.

Dönüşe biletimiz var, trenimiz de olacak mı, göreceğiz.

Bugün yılbaşı, çok mızmızlanmayalım.

Disneyland Park'a gitmek üzere otelden çıkıyoruz.

Yeni yılınız kutlu olsun ❤️

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...