30 Kasım 2023 Perşembe

Bulaşık

Sevgili arkadaşlar, evde koşulların gerektirdiği bir iş bölümümüz var. Malumunuz, ben evden online çalıştığım için, gündüzleri bulaşıkları yıkarım. Çamaşır ise sevgili karımın işidir.

Bulaşıklar dediysem, onları makineye koyup, düğmeye basmak ve yıkama bittiğinde çıkarıp yerleştirmek. Yoksa elde yıkamıyorum tabii.

Yalnız yaşamaya çok erken başladığım için öyle bulaşık makinesi şımarığı değilimdir. Yıllarca köpek gibi elceğizimle bulaşık yıkamışlığım vardır. Yani entellik olsun diye evcilik oynayan çağdaş adam ayakları atıyorum zannetmeyin diye söylüyorum.

Ama bulaşık makinesi icat olup, mertlik bozulduğundan beri bu lükse de alıştık işte.

Evimizi aldığımızda, içinde bir Electrolux bulaşık makinesi vardı. Yaşları benim kadar olanlar hatırlarlar, eski AEG.

Hayatımda bu kadar lanet bir makine görmemiştim. Ne doğru dürüst bulaşık yıkıyor, ne de zerre kadar ergonomik. Öyle bir tasarlamışlar ki, ne tabaklar, ne bardaklar, ne de tencereler doğru dürüst sığıyor.

Herneyse, aradan üç beş sene geçti ve makine bozuldu. Buralarda ustanın sadece gelip, neresi bozuk diye bakması 150 Euro. Üstüne tamirat da binince 1000 Euro’yu buluyor. 

Electrolux’ı aradık, makinenin yenisi 1700 Euro. Adamlar bir de üç sene bedava garanti önerince, yeni bir makine almak çok makul bir hale dönüştü. Adamlara eski makine ile ilgili şikayetlerimi de söyleyince, yeminbillah, yeni modellerde böyle sorunlar kalmadı dediler.

Ee, getirin o zaman dedik.

Yeni makineyi ücretsiz kurdular, eski makineyi de ücretsiz götürdüler. Eski makineyi atmak 100 Euro’ya falan mal oluyor, küçümsemeyelim lütfen.

Yeni makine geldi. İçi eskisiyle aynı. Nerede lan bunun ergonomisi dedim tabii. Makine eskisi gibi, bir kargo uçağı misali çalışıyor. Düğmeye bastıktan sonra mutfakta konuşamıyorsunuz. Bana sorarsanız, eskisinden de kötü.

Ama garantiye tav olup, sesimizi çıkarmadık.

Üç-dört sene sonra makine bozuldu. Electrolux servisi geldi, bize yılda 150 Euro’ya garanti uzaması teklif etti. Biz de yeni bir makine almaktansa, yılda 150 Euro verelim, biraz daha idare edelim dedik.

Aradan bir-iki sene daha geçti, makine yine bozuldu.

Nasılsa garantisi var, içimiz rahat. Servisi çağırdık.

Adamlar geldiler, bütün mutfağı alaşağı ettiler, sonra da makinenin içinden sepet gibi bir parça çıkarıp, burnuma soktular.

“Sorun burada, bu parçanın değişip, makinenin temizlenmesi lazım”

Ee, sök, değiştir, temizle. Garantimiz yok mu?

Yokmuş. 

O bilmemen parçası garantiye dahil değilmiş. Size yeni makine verelim dediler. Kaç para dedik, 1700 Euro imiş.

S..tir git şeklinde Türkçe içimi döktüm, anlamadılar tabii.

Değiştirme, öyleyse git dedik. Tamam dediler, gittiler.

Üç beş gün sonra bir email. 150 Euro. Arkadaşlar gelip, evde makinenin neresi bozuk diye bakarken vakit harcamışlar diye.

Açtık telefonu, nedir bu annem diye sorduk.

Adamlar dediler ki, parça garanti haricinde olduğundan ekibin zamanı ödemeye tabii imiş.

Oğlum, makine garanti altında. Ben sizi çağırırken arızanın garanti altındaki bir parçada olup, olmadığını nereden bileyim?

Adamlar hayır, biz faturayı göndereceğiz dediler.

Jelena, Jelena oldu tabii. Gönder o zaman, bak bakayım ödüyor muyum dedi.

Adamlar tırsıp, fatura matura göndermediler.

Ancak bu arada evde bulaşık makinesi yok, son bir haftadır, 🐝Mezzy🐝 dahil, bulaşıkları elle yıkıyoruz.

Bir Bosch marka makine sipariş ettik. 700 Euro. Üç günde teslim ederiz dediler, kurması için de 150 Euro, yani 900 Euro’ya falan geliyor.

Makineyi üç günde teslim ettiler, ancak kuracak olan firmaya. Kurucu firma da bir hafta sonrasına randevu verdi. Yani bir on gün daha ellerimiz sıcak sudan, soğuk suya girdi.

Evde tabakları iki kere kullanıyoruz. 🐝Mezzy🐝 ben bulaşık yıkarken yerleri ıslatıyorum diye şikayet ediyor.

On gün geçti. Bu arada bulaşık yıkamamak için Disneyland'e falan gidiyoruz! 

Yeni makinemiz geldi...

Neyse, yeni makinemiz geldi.

Electrolux’ın teklif ettiği fiyatın yarısı, ama nasıl güzel yıkıyor, nasıl sessiz, nasıl akıllıca tasarlanmış anlatamam. Böyle şeyler “ev beyleri” için çok önemlidir, öyle hemen bana ne falan demeyin.

Artık bir bardaktan iki kere su içmiyorum. At makineye anasını satayım.

Evliliğimiz, yeni makineyle daha sağlam temellere oturdu.

Kıssadan hisse, Bosch iyi, Electrolux yaramaz.

Akşamınız güzel olsun❤️

2 yorum:

  1. Türkiye'de döviz sudan ucuzken bir Miele bulaşık makinesi aldım. Sene 2008 falan. Makine bir kuruldu, o gün bu gün ne bir servis geldi, ne de makine arıza yaptı "bu arada iki kere tahtaya vurdum"

    Kooperatif evim 2004 yılında bitti. Toplu para ödedim. Tüm param suyunu çekmişti. Ucuz olsun diye Üsküdar Bağlarbaşı spotçulardan bir Vestel buzdolabı aldım. 20 yıldır takır takır çalışıyor.
    Neyse artık ben sıkıldım. Lafı Elektrolux'a getirecem. Buzdolabı bakıyorum bu günlerde. Elektrolux hoşuma gidiyor. Mağazada tezgahtar kulağıma eğildi. "Abi Vestel'e fason ürettiriyorlar dedi"

    Uzun lafın kısası sizin elektrolux büyük ihtimalle Manisa'da üretilmiştir. Ama benim buzdolabı helikopter gibi ses yapıyor ama sorun çıkarmadı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bundan daha fazla ısrar edemem.

      Electrolux almayın.

      Bizim buzdolabı mecburen Electrolux, çünkü mutfak, buzdolabını gizleyen bir tasarım. Boyutları ve kapısının soldan sağa açılması yüzünden Electrolux'ten başka alternatif bulamadık. On beş senede iki kere değiştirdik. Sizinki helikopter gibi ses çıkarıyorsa, bizimki bir jumbo-jet! Mutfakta konuşamadığımız gibi buzul çağını başlatacak diye korkuyoruz. Dolabın yarısı buzul!

      Fırın da Electrolux. Rezil bir alet. Orası, burası kırılıyor. Ben bir gün evi yakacak diye korkuyorum.

      İşin aslı, bizim makineyi Manisa'da mı yaptılar, Almanya'da mı, bilmiyorum. Vestel de sonuçta bu adamlar neyi yap derse onu yapıyor.

      Çok kötü, ruhu kötü...

      Sil

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...