11 Ekim 2018 Perşembe

Without You

Geçenlerde sevgili karımla beraber bir akşam yemeği hazırladık, ben de bir şarap açtım. Jelena pek şarap içmese de beraber yerken bir kadeh de olsa alır benim kalbim kırılmasın diye. Ben de onun kadehine şarabını doldurdum, çin çin yapacağız, şarabını şöyle bir kokladı ve "Nereden bu şarap?" diye sordu.

Sonra da benim cevabımı bile beklemeden, "Bordeaux, değil mi?" diye devam etti.

Anlamadım, "Niye sordun?" dedim.

"Bıktık yahu, yok mu başka bir şey?" dedi.

Eh, emir demiri keser, süpermarkete gidip, Bordeaux olmayan bir kaç şarap aldım.

Geçen akşam Katalunya,dan bir şarap denedik. Çok iyi şaraptı. Yarın da yemeğe misafirimiz var, bu kez Valencia'dan başka bir şarap açacağız, bu akşam onu bir QA yapayım dedim.

Şarap flying colors! Tempranillo diye çok çok tipik İspanyol orijinli bir üzümden yapılma. Bir çok İspanyol şarabında bulunur. Son bir kaç senede içtiğim göreceli olarak az sayılabilecek İspanyol şaraplarının çoğunda da Tempranillo vardı tabi ama onlar hep Cabernet, Syrah falan ile blend halindeydi. Bu şarap saf, yüzde yüz Tempranillo.

Normalde Tempranillo dengeli bir tat ve aromaya sahiptir o yüzden hangi üzümle harmanlanırsa, şarabın ona göre çok farklılaşan bir tadı olur. Sadece Tempranillo'dan yapılan şaraplar ise doğrudan fıçının tat ve aromasını alır.

Bizim şarabın yapımcısı, fıçıların meşesini Amarika'dan getirtmiş ve şarabı yedi ay bu fıçılarda tutmuş. Çok da iyi etmiş, bence on numaradan vurmuş. Harika bir tat! Hatta yarın misafirimize mahçup olmamak için bir şişe daha açabilirim bu akşam, bakalım 'her' şişesi aynı güzellikte mi diye 😛🍷

Gecenin şarabını Nilsson'dan Without You şarkısını dinleyerek içtik.

3 yorum:

  1. Bulent bey mükemmel bir yasantınız var sanırım yurtdışındasınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar

    1. Ömer Bey, hayat sevşnciyle, üzüntüsüyle, zorluğuyla her yerde aynı bana sorarsanız. Sadece insan yaşadığı yere göre bazı avantajlara ve dezavantajlara sahip oluyor. Haklısınız, yurt dışımdayım. O sebeple bir şişe su ile bir şişe şarap hemen hemen aynı fiyata geliyor, bu avantaj. Ama oturup bir restoranda ağız tadıyla yemek yemek için neredeyse bir yıl bekliyoruz. Bu da dezavantaj. Ben kendi hesabıma iyi taraflarına bakıp, mutlu olmaya çalışıyorum. Selamlar...

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...