21 Aralık 2018 Cuma

Masonlar - Ne Değiller

Bir önceki bölümde sizle paylaştığım ünlü Masonların öyküleri sadece size ilginç gelebileceğini düşündüğüm sınırlı sayıda örneklerdi. İşin aslı on dört ABD başkanı Mason'du. Ünlü Masonların listesinde İsveç Kralları, Sırp Prensleri, Rumen şairler, İngiliz, Amerikan senatörler, devlet adamları, sanatçıları, filozofları var. Bugün itibarıyla dünya üzerinde beş milyon Mason bulunmakta.

Bizde Mason deyince bilir bilmez - aslında bizde herhangi bir şeyi bilmeyen yoktur, herkes her şeyi bilir o yüzdem 'bilmez de bilir' şeklinde düzelteyim, herkesin aklına sinsi, dünyayı ele geçirmeye çalışan, James Bond filmlerindeki Hugo Drax tarzı yasa dışı bir örgüt akla gelir.

Mesela "Demirel" dersiniz, "Bırak ya, o Masondu" derler. Masondu da ne yaptı diye sorarsınız, Amerikan uşağı falan gibi klişe, başı sonu olmayan saçma bir cevap verirler.

Masonluğu, ritüellerinde insanların kurban edildikleri gizli bir din zannedenler bile vardır.

Benzeri bir anlayış, yani Masonların yararlı bir topluluk olmadığı, Türkiye'deki gibi saçma boyutlarda olmasa da batıda da görülür.

Peki kimdir bu Masonlar? Amaçları iyi midir, yoksa kötü mü? Yasa dışı, sinsi, karanlık, zararlı bir topluluk mudurlar yoksa yasal bir toplum örgütü müdürler? Nasıl seçilirler? Bir Mason olabilmek için neler gereklidir? Masonluk bırakılabilir mi?

Bu soruların tümü için bir cevabım yok. Ben Mason değilim, o yüzden bu konu hakkındaki bilgim araştırdıklarımla sınırlı. Neyse ki bu topluluğu biraz tanıyabilecek kadar bilgi erişilebilir bir durumda. Bu bilginin kaynağı da Masonların ta kendileri.

Masonların hiç bir şekilde saklamadıkları, hatta biraz da gururla hiç çekinmeden bütün ayrıntılarını umuma açtıkları en önemli bilgi, bu topluluğun üyelerinin kim olduklarıdır.

Mason olmak topluluk üyelerinin korumalarının beklendiği bir sır değildir. Bir çok Mason yakasında bir Mason rozeti taşır. Yani Mason sembollerinin ne olduklarını biliyorsanız, bu kişilerin Mason olduklarını hemen anlarsınız.

Masonların toplanma yerleri de gizli değildir. Bazı ülkelerde biraz da güvenlik için kapılarına neon işaretlerle "Mason Locası" falan yazmasalar da, dünyanın uygar kesiminde bu bilgi de halka açıktır.

Ancak bu mekanların kapıları toplantıları için kapandığında içerde ne konuşuluyor, ne yapılıyor, bunları bilmiyoruz. Topluluk, bunların detaylarını umumla paylaşmıyor.

Gizli olan her şey ilgi çeker ve yoruma açıktır. Zaten Masonlarla ilgili komplo teorilerin çoğu bu gizlilik yüzünden ortaya atılmıştır.

Bir uçak yolculuğu esnasında yanımdaki yolcunun yakasındaki, üzerinde Mason işareti bulunan rozetine gözüm takıldı. Adam da bunu farkedip gülümsedi. Ben de biraz utandım.

"Her halde ne olduğunu biliyorsun" dedi. Ben de "Kusura bakmayın, böyle 'stare ettiğim' - yani fazlaca dikkatlice baktığım için" dedim. Kendini tanıtıp elini uzattı. Ben de cevap verip, elini sıktım. Bu el sıkışması esnasında Masonların özel bir şekilde birbirlerini tanıtabildiklerini bir yerlerde okumuştum ama bu el sıkışması gerçekten benim Mason olup olmadığımı anlamak için miydi, yoksa sadece nezaketten miydi, bilmiyorum.

Neyse. Konu tabi ki Masonlara geldi, ben de niye toplantılarını gizli tuttuklarını sordum. Bana "Şimdi ben senin çalıştığın şirketin kapısına gelip, falanca tarihteki executive toplantıda ne konuşulduğunu sorsam bana söylerler mi?" diye sordu. Haklı mı, haklı... Söylemezler tabi.

Toplantıları, ritüelleri, detaylı amaçları gizli tutulam bir topluluk Masonlar.

Madem amaçlarını, ritüellerini, toplantılarında ne konuştuklarını bilmiyoruz, o zaman onları tanıyabilmek için bildiklerimizden başlayalım.

Masonlar hakkında bildiklerimizin en detaylıları kimlerin Mason oldukları.

Zaten bir önceki yazıda da bu yüzden size ünlü Masonların kısa öykülerini detaylıca anlattım. Bu insanların profillerine bakarak Masonların tam olarak ne olduklarını olmasa da, ne olmadıklarını anlayabiliriz.

Her şeyden önce Masonlar dini bir topluluk değiller. Listeye balarsanız Katolik, Ortodoks, Protestan, Yahudi, Müslüman, Ateist bir çok Mason göreceksiniz. Zaten daha sonra da değineceğimiz üzere Mason olmanın koşullarından biri, ismi, tanımı ne olursa olsun 'sadece' üstün bir varlığa, bir yaratana inanmak.

Masonlar dini bir topluluk olmadıklarına göre Masonluk da bir din değil.

Masonluk coğrafik, ırkçı, ulusçu bir topluluk da değil. Nat King Cole'dan, Eyfel’e, Talat Paşa'dan Garibaldi'ye, siyahı, beyazı, Avrupalısı, Asyalısı, Amerikalısı, Türkü, Sırpı, İtalyanı, Almanı, Rumeni, dünyanın her köşesinden, aklınıza gelen her ırk ve ulustan üyeleri var ve olmuş.

Masonluk, bir meslek, bilim, sanat ya da başka bir ilgi alanının üyelerine hitab eden bir oluşum da değil. İçlerinde politikacılar, bilim adamları, kaşifler, sanatçılar, mucitler, iş adamları, filozoflar, askerler, yaşamın aklınıza gelen her alanından insanlar var.

Özellikle günümüzde bazı sosyal topluluklar, üyelerine maddi ya da kariyerlerinde yükselme benzeri avantajlar sağlarlar. Masonlar ne kadar bu işin içindeler bilmek zor. Topluluğun üyelerinin bir birlerine yardım ettiklerini düşünmek her halde yanlış olmaz. Ancak bir araya geliş nedenlerinin sadece bu olduğuna ben pek emin değilim.

Bir kere Mozart gibi neredeyse açlıktan ölen, Garibaldi gibi köyüne dönüp, çiftçilik yapan ünlü Masonlar var. Eğer Masonluk finansal bir yardımlaşma kuruluşu olsaydı, bunlar maddi sıkıntıya düşmezlerdi.

Kariyerlerinde yükselme konusunda biraz daha grinin tonlarında kalıyoruz. McArthur ve Roosevelt"in ikisi de Masondular. Roosevelt'in McArthur'a yükselmesinde yardımcı olduğunu düşünebiliriz. Ancak Buffalo Bill'den Henry Ford'a, Samuel Colt'a, Benjamin Franklin'e, Amudsen'e bir çok ünlü Mason, Mason amcalarından ziyade, kendi bilgi ve yeteneklerinden dolayı yükselmiş görünüyorlar. Yine de bilinmez tabi.

Masonların kimlikleri ile ilgili en önemli soru olan şeytan mı melek mi oldukları ise bence yine ünlü Masonların öykülerine bakarak öngörülebilir.

Modern demokrasinin temelini oluşturan Jean-Jacques Rousso, Goethe gibi filozofların, herkese eşitliği öngören ABD anayasası gibi ilerici bir anayasayı yazıp, uygulayan devlet adamlarının, Mozart, Beethoven gibi sanatçıların, endüstri devrimini gerçekleştiren Ford, Colt gibi girişimcilerin horoz kanı içip, Şeytana taptıklarını düşünmek zor. Bir Mason olan Gerald Ford'un elinde nükleer silahlar vardı. Masonlar dünyayı yok etmeye kararlı şeytani bir örgüt olsalardı, her halde bu silahları kullanırlardı.

Kısacası ben Masonların şeytani bir örgüt olduklarını düşünmüyorum, ancak bu birer melek oldukları anlamına da gelmeyebilir tabi.

Masonların ne olmadıklarına baktık. Gelin şimdi de ne olduklarını anlamaya çalışalım.

Devam edeceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...