18 Kasım 2020 Çarşamba

Taş Izgara

Sevgili arkadaşlar, Jelena ile aylardır planladığımız bir akşam yemeğimiz vardı, bu gece onu ifa eyledik.

Uzun süre bakınıp, onu mu alsak, bunu mu alsak diye kafa patlattığımız taş ızgaramız bugün geldi. Biz de hafa ortası olmasına rağmen felekten bir akşam çaldık sevgili karımla.

Bu taş ızgara işini ilk 1993 müydü, 1994 müydü, öyle bi tarihte, Prag'da denemiştim. Kapkara, Lava Stone dedikleri, volkanik bir taş üzerinde cızır cızır ilk bifteğimi yapmıştım.

Yıllar sonra evimİzde benzeri bir düzenek kurduk işte böyle.

Taş İzgara
Taşımız Lava taşı değil, mermer. Lava taşı daha seksi dursa da, altında ateşi yakınca çatır diye çalıyor, sadece fırında ısıtmaya geliyor. Mermer daha dayanıklı bu ısıtma işlerine.

Bizim ızgaranın altına gel yakıtla çalışan iki ısıtıcı var. Elektrikli olanları daha pratik tabi, ancak masanın üzerinde kablolar, uzatma kabloları falan bence işin büyüsünü bozuyor. Biraz eziyetli de olsa, biz taşı önce fırında 180 derecede bir-bir buçuk saat ısıtıyor, sonra da bu gel ısıtıcıların üzerinde masaya getiriyoruz.

Üzerinde kızartacaklarınız için ise "sky is the limit", et, tavuk, balık, sebze, ne istersen at, cızır cızır, mükemmel kızarıyor.

Ben eti çiğ yediğim için bana fazla sorun yok ancak kırmızı renkli et sevmiyorsanız, etin dilimlerini ince tutun derim. Ağzıma tavuk yada balık sürmediğimden, bunlar için tavsiyede bulunamıyorum.

Sebzeler için ise dilimleyebildiğiniz her şeyi kızartabilirsiniz. Bu akşam bizde kabak, biber ve mantar vardı. Havuç, patlıcan falan hep mümkün.

Bütün ızgarada kullaılan yağ, ilk başta taşı yağlamak için kullandığınız bir kaç damla. Yani hiç bir şey. Yağdan sonra, tercihan iri granüllü deniz tuzunu taşın üzerine serpiyoruz ki, üzeindeki malzemeler taşa yapışmasın. Akşam boyunca, fazla değil, iki kere daha tuzu yenilemek yetiyor.

Et, böylece sebzelerin, mantarların suyunda mükemmel bir tatla pişiyor. Yanına da patates tabanlı bir şey hazırlarsanız, hele ki patatesi yağ yerine bizim gibi fırında kzartırsanız, bütün akşam hayli kalori friendly bir hale geliyor. Izgaranın ısısı da çok yüksek olmadığı için, bir de Türk usulü, etleri esir almadan öldürerek yemezseniz, yiyeceklerin besin değeri önemli ölçüde korunuyor.

Akşamın olmazsa olmazı tabi ki güzel bir şarap. Şarapsız yemek, gülleri olmayan bir bahçeye benzer.
Bon Apetit! 😋🍷😍 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...