21 Mayıs 2012 Pazartesi

Yunanistan Güme Gitti

Yunanistan güme gitti, hem de göz göre göre, hatta belki de bile bile. İşin acayip tarafı, herkes sanki bütün bu ekonomik facianın düğüm noktası buymuş gibi işi gücü bırakmış tartışıyor.

Yunanistan Euro bölgesinde kalsın mı, çıksın mı?

Kalırsa daha iyi olurmuş yada çıkarsa daha iyi olurmuş. Sanki herkes Yunan halkının iyiliğini düşünüyor.

Hadi, kibarlık olsun, İngilizcesini söyleyelim.

Bullshit.

Yukardaki argümanın tam açılımı, Yunanistan Euro’da kalırsa mı, yoksa çıkarsa mı, borçlarını ödeyebilir.

Gelin olayı daha iyi anlamak için soru cevap oynayalım.

S: Yunanistan niye battı?
C: Borçlarını ödeyemediği için.

S: Bu borçlar kime?
C: Diğer Avrupa bankalarına.

S: Bu bankalar salak miydi da Yunanistan’a borç verdi?
C: Bankalar bu borçları Yunanistan’a değil Avrupa’ya verdi.

S: Nasıl yani?
C: Bir ülke, bir halk, bir para diye Euro’yu pazarladıkları için. Yani Yunanistan’a değil, tüm Avrupa ekonomisine güvenip verdiler bu borçları.

S: Avrupa ne dedi Yunanistan borçlarını ödeyemeyince?
C: “Babayı alırsınız. Niye ben çalışıp Yunanlının borçlarını ödeyeyim.”

S: Peki, bu normal değil mi?
C: Eğer bunlar bir ülke, bir amaç, bir din ayakları atıyorsa değil. İstanbul, ben niye çalışıp Trabzon’un borcunu ödeyeyim diyebilir mi?


S: Yunanistan Euro’dan çıkarsa borçları azalacak mı?

C: Tabi ki hayır. Avrupa, borçlarını Euro olarak geri istiyor.


S: O zaman Drahmiye dönmenin manası ne?

C: Yapmayın, sormayın bunu. 1970 den 2000’e kadar aynisini bizim devlet yapmadı mı? Parayı devalüe et, maaşları aynı hızla artırma. Halkın cebindeki parayı al, borç öde.

S: Yaw, bunlar din kardeşi değil mi? Parası neyse versinler, kurtarsınlar Yunanistan’ı karşılığını beklemeden.
C: Walla, yapacaklar da is Yunanistan’la bitmiyor. İspanya, Portekiz, İtalya sırada.

S: Parası neyse onlara da versinler, kurtarsınlar. Olmuyor mu?
C: Dünyada bu ülkeleri kurtaracak kadar para yok.

S: Yunanistan’a dönersek, Yunanlılar ne yaptılar bu aldıkları borçları?
C: Yediler. Çalışmadıkları ve üretmedikleri halde, mesela bir Almanın hayat standardını tutturdular.

S: Peki kimse Yunanistan in bu borçları ödeyemeyeceğini görmedi mi de para vermeye devam etti?
C: Hah, işte tam burada zurna zırt diyor.

Birçok kişi yukardaki soruya Sarkozy ile Merkel’in basiretsizliği, yani ileriyi görememesi diyor ama ben her gecen gün Yunanistan in bilerek bu duruma getirildiğine inanıyorum.

Tarih gösterecek sonucunu ama ben size kendi teorimi söyleyelim.

Batı Avrupa, bir ulus, bir ülke gibi zırvalarla orta ve doğu Avrupa ülkelerini birliğe dahil etti.

On yıllarca Batı Avrupa malları gümrüksüz Orta ve Doğu Avrupa’ya aktı. Batı Avrupa firmaları Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin alt yapisini sifirdan insaa etti.

Bu arada, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin isçilerinin Batı Avrupa’ya gelip çalışabilmeleri bin bir bahaneyle geciktirildi.

Buyurun Avrupa Topluluğuna dedikleri gün mesela bir Polonyalı sadece İngiltere’de çalışabiliyordu. Batı Avrupa malları ise neredeyse on senedir Polonya’da serbestçe satılıyordu.

Neyse uzatmayalım, bugün Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri neredeyse tamamen Batı Avrupalıların haklarını kazanmış durumda. Hem de altı hafta tatil ve birinci sınıf şarap içme gibi takıntıları da yok. Ayni zamanda hem çalışıyorlar hem de tahsilliler, Batı Avrupa’ya göre.

Bu tamamen benim bakkal hesabım ama bir Polonyalı bir Fransız’ın maaşının yarısına, iki Fransız kadar çalışıyor.

Hal öyle olunca, kimse Fransa’da is açmıyor.

Fransa da batıyor.

Eeee, koskoca Fransa, göz göre göre batmayacak tabii. O yüzden bu ise bir şekilde dur demesi gerekiyor.

İşte tam bu anda Yunanistan’ı batırıp, oyunu bozup eve gitmek bence en kolayı.

Yani bana sorarsanız, Yunanistan’ı bile bile batırdılar ki, bahane olsun, bu Orta ve Doğu Avrupa’yı kovalayalım diye.

Bekleyip görelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...