21 Şubat 2012 Salı

Issız Ada

Soru:

Issız bir ada devletinin merkez bankası sadece 10 TL’lik bir banknot para basar. Yani sadece bir tane on liralık banknot. Bu tek banknot adanın tek memuruna maaş olarak verilir. Adada bir bakkal, bir kasap, bir manav dükkânı bulunmaktadır. Bu üç dükkânda sırası ile on liralık ekmek, kıyma ve domates satılmaktadır. Adada bir de yeni açılmış bir banka bulunmaktadır. Bankanın kasasında hiç para yoktur.

Memurumuzun evinde üç çocuğu vardır. Bu üç çocuklardan biri babasından ekmek, diğeri kıyma ve üçüncüsü de domates istemektedir.

Sorumuz şu.

Bu memur cebindeki on lirayla üç çocuğunu da birden istediklerini alarak nasıl mutlu eder?

İsteyen cevabini aşağıya yorum olarak yazsın. Utananlar mail/mesaj gönderebilir. Asosyaller hiçbir şey yazıp göndermese de olur (bu son olasılığın gerçekleşeceğini düşünüyorum ama yine de deneyelim).

Sorunun cevabi şöyle. Memurumuz önce bakkala gider. On lirayı ödeyip ekmek alır. Bakkal bu on lirayı bankaya yatırır. Memurumuz bankaya gider, on lira kredi alır, aldığı bu krediyi kasaptan kıyma almak için kullanır, kasap parayı bankaya yatırır, memur yine on liralık kredi alır ve bunu domates almak için kullanır.

Yukardaki örnekte on liralık banknot, otuz liralık harcama yarattı. Ekonomi bilimi, basili paraya asli (gerçek) para, bu paranın yarattığı harcama hacmine ise kaydi (sanal) para isimlerini verir.

Bu kaydi paranın yaratılmasında bankanın rolü çok ama çok önemlidir.

Aslında memur ve esnaf sayısını artırırsak, ilk basili para sonsuz seviyede harcama yaratacaktır. Hatta bir memurun bankadaki tasarrufu başka bir memurun aldığı kredi haline dönüşecektir. Kafası orta cağlarda kalmış parasını yastığının altına saklayan bir gurubun olmadığını varsayarsak tüm asli paralar bankalara dönecek ve misliyle kaydi para yaratacaktır.

Nihanın akıllıca verdiği kredi kartı çözümü bir numara fazla doğru geldi soruya.

Kredi kartları kaydi para yaratmakta kullanılan en verimli enstrümanlardan biridir. Niye derseniz, kredi kartları, kaydi para yaratmak için asli paraya ihtiyaç duymaz. Kredi alabilmek için ise önce bankaların mevduat toplaması gerekir.

Bilmecede, memurumuz evinin tüm ihtiyaçlarını kredi kartıyla ödeyerek alır, ilk bastaki on liraya gerek de kalmaz.

Bir ülkede ne kadar ticaret olursa, ekonomi o kadar hızlanır. Üretim tüketimden fazla ise ekonomi buyur. Kaydi paranın bu olaydaki rolü çok önemlidir. Piyasalarda ne kadar asli artı kaydi para olursa o kadar ticaret artar.

Yukardaki örneğimizde asli para sonsuz hacimde kaydi para yaratacağı için, piyasalardaki para miktarı sonsuz olacak, ekonomi de sonsuz büyüyecektir diyebiliriz.

Miyiz?

Piyasada para sonsuz olursa para kazanmanın bir önemi kalmaz. Öyle değil mi? Bakkal niye ekmek satıp para kazanmak için uğraşsın, gider kredi alır. Para sonsuz değil mi?

Bu saçma örnekte ekmeğin lira cinsinden değeri, yani fiyatı da sonsuz olacaktır. Başka bir değişle paranın değeri düşecek, enflasyon sonsuza fırlayacaktır.

Hop size ikinci kural. Bir ekonomide asli artı kaydi para miktarı arttıkça paranın değeri düşer, enflasyon artar.

Merkez bankaları asli parayı çok hassas olarak kontrol edebilirler, çünkü bir ülkede parayı merkez bankası basar. Para basmazsa, asli para miktarı artmaz. Piyasadaki asli parayı geri toplamanın da kolay yöntemleri vardır ama bunları başka bir yazıya bırakalım.

Merkez bankasının problemi kaydi parayı kontrol altında tutmaktır. Öyle ya, ufak bir asli para bile kalsa piyasalarda, bu ufak asli para sonsuz büyüklükte kaydi para yaratır.

Merkez bankaları da bu kaydi parayı kontrol etmek için, bankalara yatan tasarrufların bir bölümünü karşılık olarak saklama zorunluluğu getirir.

Yukardaki bilmecede merkez bankası bankaya der ki, tasarrufların yüzde 40'ini karşılık olarak tutacaksın, ancak yüzde 60'ini kredi olarak verebilirsin.

Böylece ilk alış verişten sonra bakkal on lirayı bankaya yatırdığında banka bunun ancak altı lirasını kredi olarak kullandıracaktır. Memur bankaya gittiğinde ancak altı lira alabilecek ve çocuğuna kıyma yada domates alamayacaktır.

Ista bankaların mevduatlarının kredi olarak kullandıramayacakları yani saklayacakları bu miktara “Munzam karşılık” denir.

Merkez bankaları munzam karşılıkları artırdığında, piyasadaki kaydi para miktarı düşer, para değerlenir, enflasyon azalır.

Munzam karşılıklar düştüğünde, piyasadaki kaydi para yükselir, paranın değeri düşer ve enflasyon artar.

Simdi bunların işliği altında aşağıdaki haberi okuyalım.

http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1086331-yuan-munzam-karsilik-indirimiyle-degerlendi

Çin in merkez bankası munzam karşılıkları düşürmüş.

Buraya kadar tamam.

Ama artık biliyoruz ki bu yüzden Cin para birimi olan Yunan’ın değeri düşecek, paranın değeri düştüğünde enflasyon da artacak.

Peki, Çin merkez bankası aklini mi kaybetti ki enflasyonu körüklüyor?

Bunun cevabi da başka bir yazıda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...