20 Nisan 2018 Cuma

Côtes du Rhône

Bu haftayı bir şişe Côtes du Rhône şarabı ile bitirdim. Sizlere de uzun süredir şarap yazmamıştım, bugün biraz Côtes du Rhône'laşalim 🍷

Bir kere Kot dü Ğğğğon diye okuyoruz. İngilizcesi daha kolay, Rhone Valley. Coğrafik olarak Rhone nehrinin vadisinden gelme bir şarap.

Baştan söyleyeyim de kızmayın. Çok bilmem Côtes du Rhône şaraplarını. Aslında bize yakın sayılan bir bölge, hatta bir kaç kere de geçtim yakınlarından. Geçen sene bir şarap turu planlamıştık, Jelena'nın iş takvimi ile uyuşmayınca erteledik. Bu sene de muhtemelen yapamayacağız. Belki gelecek sene derinlemesine gezer, daha detaylı anlatabilirim sizlere.

Çok netameli bir şaraptır. Şişesi bir kaç yurodan bir kaç bin yuroya kadar Côtes du Rhône alabilirsiniz. Yani çok iyisinden çok boktanına kadar Côtes du Rhône bulabilirsiniz.

Ben bu fenomeni yaşadım.

Uzun bir süre lan bu akşam bir Côtes du Rhône içelim deyip bir şişe alıp eve geldiğimde, bir kadehi bile bitiremeden ya döktüm şarabı, ya da yemekte kullandım.

Burada görüştüğümüz bir Fransız aile var. Ne zaman onlara yemeğe gitsek, koca, bir şişe Côtes du Rhône açar, nasıl güzel içerim, zor anlatırım size.

Ertesi gün aynı gazla markete gidip bir şişe kendime alırım, yine lavabo...

Şu sıralar biraz daha bilinçli alıyorum. Başarı yüzdem elli civarlarında, ama hala o arkadaşlarla içtiklerimin tadını yakalayamadım. En kötüsü yirmi yuro olan Châteauneuf du Pope gibi bir şişe alınca güzel çıkıyor tabi ama marifet o kadar para ödememekte.

Şu sıralar Fransadan aldığım iki Côtes du Rhône var, bayağı içilebilir şaraplar, ondandır yavaş yavaş bir tad geliştirmeye başladım.

Çok özel bir tadı vardır bu şarabın. Bazılarınızın içi kalkmasın, domuz yağı gibi bir tadı var derler. Tabi içinde domuz, momuz yok, ancak bilenlerinize gerçekten o kızarmış jambon kokusunu hatırlatan bir aroması vardır bu şarapların.

Hemen hemen tüm Fransız şaraplarının olduğu gibi, Côtes du Rhône da bir kaç üzümün harmanı ile yapılır.

Bu harmanın çok yaygın bir kısaltması da vardır.

GSM

Cep telefonları ile bir ilgisi yok tabi. GSM, Grenache, Syrah ve Mourvèdre üzümlerinin baş harfleri. Neredeyse her Côtes du Rhône asli olarak bu üç tür üzümün karışımı ile yapılır (kırmızı şaraplar tabi). Arada küçük miktarlarda başka üzümler de kullanılır.

Bunlardan Grenache Côtes du Rhône bölgesinin en çok ekilen üzümü. Doğal olarak da bu üç üzüm içinde aroması ve tadı en dominant olanı. Rengi hafif açık ancak bol bol meyve ve alkolü var.

Syrah ise Şiraz üzümü. Humeyniden önce İranlılar, sonra da Avustralyalılar sahip çıksa da genetik olarak Fransız bir üzüm. Grenache'a göre biraz daha koyu ve daha sert meyve tadları var. Ancak Syrah'nın en önemli özelliği, Côtes du Rhône şaraplarına özgü o domuz yağı aromasını vermesi.

Mourvèdre İse bu üçünün en koyu olanı. Côtes du Rhône Şaraplarının yine klasik, yuttuktan sonra ağzınızda kalan tattan sorumlu - İngilizcede aftertaste derler.

Côtes du Rhône Şaraplarının alkolü diğer şaraplara göre daha yüksektir. Bir kadeh içtikten sonra araba kullanmak isteyenler uyarı olsun, biraz alkolün deşarj olmasını bekleyip öyle geçin direksiyona.

Her gün de bir yada iki kadeh Côtes du Rhône için.

Sağlık için iyi diyorlar.

Herkese iyi bir hafta sonu olsun 🍷

Edit: Côtes du Rhône'u genelde kullanıldığı şekilde çoğul olarak CôteS şeklinde değiştirdim.

17 Nisan 2018 Salı

Amarika!

Sözcü yazarlarından biri, yazmış, "Amerika'nın ne gibi bir delili var ki Esed'in kimyasal silah kullandığına inanıp saldırıyor?"

Doğru allah için. Şaka yapmıyorum. Hiç bir delili yok gerçekten.

Sonra ekliyor yazar hanım.

"Amerika bu saldırıyla kimyasal silah saldırılarının delillerini yok etti"

Devam ediyor.

"Eğer Amerika Esed'in kimyasal silah depolarını vurmuş olsaydı 'gaz kaçağı' olurdu."

İşte bundan adam olmayız.

Karı Amerikaya kızıyor delili yokken Esed'i suçluyor diye, sonradan elinde bir kuruşluk deliki olmadan öyle iddalarla çıkıyor ki ortalığa, insan gülerken ağzını bırakıyor.

Nereden biliyorsun bacım Amarikanın delil yok ettiğini?

Var mı delilin? Gittin bombalanan yerleri mi gördün? Amerikanın vurduğu yerlerde akrabaların mı var? Neye dayanarak ancak askeri bir uzmanın varabileceği bu sonuçlara varabiliyorsun?

Gaz kaçağı ne demek? Kimya mühendisi misin? Nereden biliyorsun her vurulan kimyasal silah tesisinin gaz kaçıracağını?

Başkası yaparken giydir, ama sen yaptığında doğru. Niye? Çünkü sen her şeyi bilirsin. Bilmesen de şeytani zekanla bilmediğin tarafını kıvırırsın.

Bir kuruşluk delilin yok. Ne nerenin vurulduğunu, ne nasıl bir kimyasal silahın hedef alındığını biliyorsun. Bir lokma kanıtın, istihbaratın, bilgin yok. Oturduğun yerden sallıyorsun.

CNN Türk satıldığından beri Ulusal Kanal, Halk TV falan izliyorum. Çıkan adamların çoğu böyle. O Nihat Genç denen soytarı, elini masaya vurarak yırtıyor kıçını Amerika delilleri yok etti diye. Onun da bir kuruşluk bilgisi yok, bir kuruşluk delili yok.

Hissediyor ya ulu büyük reis, doğrudur o zaman...

Havuz medya, yandaş televizyon diye kızıyorlar, kendileri sanki havuz değil. Daha birinde farklı görüşlü bir ses yok. Körlerle sağırlar, birbirlerini ağırlıyor.

Aydın Doğan'a Yılmaz Özdil'i attı diye bağıran zihniyet, rahatlıkla Can Ataklı'yı, Hüsnü Mahalli'yi bir telefonla kapının önüne koyuyor.

Diyeceğim o ki, yanlış iş yaparak doğru sonuca ulaşılmaz,

Başkasını eleştirebilmek için ondan iyisini yapman gerekir.

Problem siyasal görüşte değil, zihniyetten. AKP'lisi de, aydını da aynı. En ufak bir farkları yok. İkisi de bilmiş, ukala, tahammülsüz, yanlı, biatçı. Tek kelimeye indirirsek ilkel.

Sonra da ülke niye böyle...

Hep Amarikanın kabahati canım. Hadi git biraz daha viyakla.

14 Nisan 2018 Cumartesi

Milyoncuk

Sevgili arkadaşlar, Amarika ve avanesinin Suriyeye yaptığı saldırının detayları biraz biraz açığa çıktı.

Gelin bakalım neler olmuş.

Efendim, Amarika gemilerden 66 tane Tomahawk seyir füzesi atmış.

Tomahawk'lar aslında füze değil, bir kere uçmaları için yapılmış pilotsuz uçaklardır. Karadan, denizden, denizaltından, havadan, her yerden atılabilir. GPS dahil birden fazla yöntemle yollarını bulurlar.

Bin yedi yüz kilometre kadar menzilleri vardır. Hızları da bin kilometre saat'in biraz altındadır, yani iki saat kadar havada kalabilirler.

Boyutları bir uçaktan çok daha küçük, hedeflerine giderken de çok alçaktan uçtukları için radara yakalanmaları çok güçtür.

Yarım ton patlayıcı taşırlar.

Atıldıktan sonra birden fazla önceden programlı hedeflerden herhangi birine, ya da yeni tanımlanacak bir hedefe yönlendirilebilirler. Hatta füzeyi sıkarsınız, operasyon bölgesine gidip, işe yarar bir hedef bulana kadar havada dönmeye başlar. Ne zamanki yerden, uçaktan, İHA'dan ya da uydudan güzel bir hedef bulunur, Tomahawklar gider, dan diye vurur bunları.

Gördüğünüz gibi ne pilot, ne uçak kaybetme derdi var. Binlerce kilometre uzaktan sallarsınız bunları, gider çıtak diye vurur hedefini.

Bu kadar marifetli bu füzelerin adisyonu da yüksek oluyor tabi. Füze başı bir milyon dokuz yüz bin dolârcık! 66 tane sıkmışlar, l'addition est 66 x 1,9 egallement 125 buçuk milyon dolârcık.

Efendim B-1 uçakları da 19 tane JASSM-ER sıkmış.

B-1 uçakları biraz yaşlansalar da, hala taş gibi uçaklardır.

57 ton bombayı, füzeyi, on bin kilometreye götürüp atabilirler. Hepimizin bildiği B-52'lerin iki karına yakın bir bomba yüküdür bu.

Bir kere yakıt ikmali ile dünyanın her noktasına ulaşabilir, ikinci bir yakıt ikmaliyle de geri dönebilirler. Bütün bunları sesin 1.25 katı bir hızla uçarak yapabilirler.

İşte bu uçaklardan atılan JASSM-ER füzeleri de Tomahawk'lar gibi seyir füzeleridir. Menzilleri bin kilometre kadar olup, Tomahawklarınkinden biraz daha kısadır ama aynı miktarda patlayıcıyı hedefe götürebilirler.

Bu füzelerin güzelliği, öyle atmak için koca koca uçak ve gemilere gerek duyulmamasıdır. F-16 gibi ufacık bir uçağın kıçına takıp, istediğiniz yere götürür atarsınız.

Fiyatları da hesaplıdır. Bir milyon dört yüz bin dolârcık. 19 tane sıkmışlar, etti mi size yirmi altı buçuk milyon daha!

Toplamda Amarikalılar bu işe yüz elli milyonun üzerinde para yatırmış sizin anlayacağınız.

Bakalım diğer müttefikler n'aapmış...

Vive la France, son model Rafaele uçaklarımdan 9 tane SCALP, gemilerden de 3 tane MdCN seyir füzesi atmış.

İngiliz centilmenler de Tornado uçaklarımdan 8 tanecik Storm Shadow füzesi atmışlar.

Frank ve Anglo Saksonların attıkları bu üç çeşit seyir füzesi aslında hep aynı füze. Sadece isimleri değişik, bir de gemiden atılanlara bir booster takıyorlar ekstra. Ortak geliştirmişler.

600 km menzilleri var ve yine yarım tona yakın patlayıcı taşıyabiliyorlar.Tomahawklara göre daha ilkeller tabi ama yine de işe yarayan füzeler.

Tanesi de bir milyon dolârcık civarı. Böylece Fransızlar bu işe on iki, İngilişler de sekiz milyon dolârcık yatırmış oluyorlar.

Bu saldırı tabi ki ÇOK başarılı, EN başarılı olmuş, Esed efendinin eli kolu kırılmış, yıllarca bir daha toparlanamayacak hale gelmiş. Harekatın sonunda hiç can kaybı olmamış, üç sivil yaralanmış.

An itibarıyla veriler böyle. Bunlar değişebilir tabi ancak bu halleriyle bize ne söylüyorlar ona bakalım.

Her şeyden önce en azından şimdilik üçüncü dünya savaşı çıkacak diye endişelenmeye gerek yok.

Bu harekat Rusyaya karşı, Rusyaya rağmen yapılmış bir şey değil.

Elinize 7.65 üçüncü sınıf bir gangster tabancası alın, gece vakti havaya üç el ateş edin, üç insandan daha fazlası sağa sola kaçarken yaralanır. Toplam elli tona yakın patlayıcı taşıyan doksan beş füze atıp, sadece üç insan yaralıyorsanız ya o füzeleri atmamışsınızdır, ya da sayı saymayı bilmiyorsunuzdur.

Kısacası tamamen tezgah.

Yukarda bahsettiğim onca özelliği üç adam yaralamak için kullanmak ne kadar manalı, siz düşünün.

Trump sağa sola asarız, keseriz, oyarız diye tivit atıp, mahçup olmayayım diye Vlad abiyi aramış, gel anlaşalım, biz şuralara füze sıkacağız, hem siz gitmeyin, hem de Esed ve İranlılara söyleyin, boşaltsınlar oraları demiş, füzeler atılmış, ya da atılmış gibi yapılmış, sonra da film icabı kınamalar, protestolar...

Bu harekatın parasını muhtemelen fellahlar ödüyorlar. Bizimkiler de bedavadan füze deneyip, belki de Block 4'e upgrade ettikleri eski Tomahawkları elden çıkarmak istemişler.

Çünkü bu saldırı için gerçekten bu kadar tataavaya hiç gerek yoktu. Katardan yada fellahlardan kaldırdıkları F-16'lara taktıkları bombalarla bu işi halledebilirlerdi. Hadi S-400'lerden korktular diyelim, bomba yerine JASSM-ER'lere bile fazla, yarı fiyatına JASSM'lerle bile bu işi halledebilirlerdi. Öyle gemilerden Tomahawk sıkmak, B-1'leri kaldırmak sineklere bazuka ile saldırmaya benziyor.

Bütün bunlara karşı ilaç olsun diye bile bir tane S-400 atılmamış. Eğer bunlar işe yaramıyorlarsa biz de almayalım abi.

Fransızlarla Ingilizlerin katılımı ise tamamen sembolik. Fransızlar Rafaele'leri piyazlamak için füzeleri bunlardan atmış olabilirler, bir de aynı füzeyi gemilerden denemek için üç tane de gemiden sıkmışlar anlaşılan.

İngilizlerin uçak pazarlama dertleri bile yok. O Tornado uçakları benim orta okul zamanımın hızlı uçaklarıydı. Nil Burak, Gökben falan meşhurdu o aralar. Bugün pilotlara kokpitte hapşırmayın diye talimat veriyorlar, uçakların kanatları pat diye düşer diye korkuyorlar.

Kısacası bir racon kurtarma, bir de enayi parasına askeri teknoloji deneme harekatı bu.

Üçüncü dünya savaşı hala çıkabilir ama bu harekattan ötürü çıkmayacak bence...

10 Nisan 2018 Salı

Balllistikkkk!

Doğan Medya satıldığından beri CNN Türk'ü takip etmiyorum. Kala kala bir Sözcü kaldığı için arada bir onu açıp okuyorum, o kadar. Yoksa vatanla ilişkimi kestim, TBBT ya da 2.5 Men rerunları yapıyorum çalışırken.

Bu akşam şarap akşamı, şeytan dürttü, açtım Sözcü'yü.

İlk haber: "Rusya Suriyeyi BALİSTİK füzelerle vurdu!"

"Balistik" kelimesi öyle hoşuna gitmiş ki, haberde seksen kere tekrarlanıyor. "Balistik Füze" aşağı, "Balistik Füze" yukarı.

Ee, insanın ağzını dolduruyor "Balistik" sözcüğü.

BALLLLİİİSTİKKKKK!

Kodumu oturtur valla!

Normal füzeyle vurmuş olsa, o kadar önemli olmazdı.

Ama baba BALLİSTİKKK füzeyle vurmuş ki....

Sorsan nedir balistik diye, bilirse adam değilim.

Halbuki "Balistik" füze ucuzcu işidir. Karşılığı olan Cruise, yani Seyir füzeleri pahalıdır.

Saddam'ın ilk körfez savaşında attığı Scud'ların hepsi balistik füzeydi. Günümüzde çok namlulu roketlerin, hatta 6.35'lik kız tabancalarının mermileri bile balistiktir.

Çok numara yok yani bu balistik füze meselesinde...

Ancak Sözcü'de, bu haberin hemen altındaki haber bana son darbeyi vurdu, bu paylaşımı yapmak zorunda kaldım.

Bu ikinci habere göre Amarika intikam için Donald Cook isimli "Destroyer" 'ini bölgeye göndermiş.

Ancak her halde yolda üzlerine bir şey düşmüş ki, desteoyer'in üstü dümdüz olmuş!

Haberi yazan eşek resmen desteoyer yerine bir uçak gemisi resmi koymuş! 😛

Beşiktaş maçı haberine Fenerli futbolcu resmi koymak gibi birşey bu.

İşte böyle.

Deveye sormuşlar, o da nerem doğru demiş...

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...