8 Ağustos 2016 Pazartesi

Ne Olacak?

Soğuk savaşın bitmesiyle dünyanın dengeleri değişti, yeni bir denge noktası bulmak zorunda.

Eskiyi özetlersek, iki bloklu bir dünya, bizim de bulunduğumuz batı bloğunun ortak düşman Rusya. Beklenen topyekün bir savaş değil ama iki bloğun da egemenliklerin artma çabası, Amerika orta ve güney Amerikada, Rusya ise Avrupa ve Asyada.

Amerika ve Rusya birbirlerine saldırmayacak olsa da, mesela Avrupa'da bir mini savaş olasılık dahilindeydi. Amerika, Rusyayı Avrupa'da durdurmayı tercih etti ve Avrupayı koruması altına aldı. Avrupa devletleri de bu beleş korumanın altında çalışmadan rahat bir hayat yaşadılar.

Herkes de Orta Doğu'da bütün ülkenin zenginliklerinin diktatörlerin cebine gitmesini, ABD'nin de damarlarındaki kandan daha önemli olan petrolü cukka etmesine göz yumdu.

Soğuk savaşın bitmesinin ardından bazı önemli parametreler değişti.

Örneğin Amerika, Avrupaya artık başının çaresine bak, seni korumuyorum dedi. AB, on yıllardır bir Avrupa ordusu kurma peşinde ama hala beceremedi. Amerika, eski Sovyet bloğu üyeleri orta Avrupa ülkelerini Natoya aldı ama bu göstermelik. Nato artık misyonunu tamamlamış durumda. Bir amacı kalmamış bir örgüt. Işid'le falan bile savaşma bahanesi bulamıyorlar, varlığını bir sebebe bağlamak için. Natonun bu günkü haliyle sanki suyu ısındı.

Avrupa, çalışmadan rahat edilemeyeceğini öğrenme aşamasında. Bu ırkçılık falan hep ondan. Hedefte şimdilik Türkler var ama çok yakın zamanda Polonyalılar, İspanyollar falan da potaya girecek.

Bu Amerika'nın Rusya korkusuna yardım ettiği ülkelerin en önemlilerinden biri de Türkiye. Rusyanın direkt komşusu ve hala askeri bir toplum.

Ancak Türk toplumunun ilkellik seviyesinde olması nedeniyle Avrupa kadar bu ABD korumasından faydalanamadı ülke. Sadece askeri darbelere, Rusya korkusuna ses çıkarmayan bir ABD ile yaşadık altmış sene. Aynı önerme AB üyeliği için de geçerli. Ondan oyalayıp durdular ve şimdi yavaş yavaş Türkiyenin AB ile bağları kesiliyor.

Soğuk savaşın bitmesinin başka bir sonucu ise Çin.

Çin artık ekonomik bir güç. Dünyanın bütün üretimi Çinde yapılıyor. Askeri olarak da bir dev.

Türkiyenen batıda artık yeri yok. Zaten hiç olmamıştı ama Rusya korkusuna idare ediyorlardı. Bir de bu son mülteci krizi süreci uzattı ama, AB, NATO falan hep abbas.

ABD ise en azından Avrupa kadar şaşkın. ABD'nin başka bir şanssızlığı da tarihinin en başarısız, en korkak başkanı olan Obama ile bu döneme girmesi. Trump gibi bir dingilin de parlamasının sebebi bu. Laf aramızda, bir de bu soytarıyı seçerlerse, tanrı bütün dünyaya acısın...

Sarsak Obama, İncirliğin yerine, Kürdistan'da bir üs uğruna bu saçma darbe girişimine evet demiş gibi görünüyor. TSK'da artık yok sayılabileceğinden önünde bir engel kalmadı bu Kürdistan projesinin, ancak bu çok kısa dönemli bir kar hesabı olacak ABD için.

Görünüşe göre AB de dağılacak, ya da iyice gevşeyecek. Bunun önleyecek bilinçli bir lider yok ne yazıkki, hem Avrupada, hem de Amerikada.

Çin, hiç konuşmadığımız Afrikada iyice egemen, Rusya da orta Asyada.

İşte böyle. Dünya dalgalı bir deniz gibi. Herşey her an değişiyor.

Ne olacak diye sorarsanız, en ufak bir fikrim yok. Herşey çok çabuk değişiyor. Bir anda Rusya Baltık cumhuriyetlerini işgal ederse, Türkiye yeniden iyi çocuk olabilir. Işid, Eyfel kulesini uçurursa, ABD'ye rağmen Suudi ailesini indirebilirler. O zaman da orta vadede Akepe gider falan.

Bunları niye yazdın o zaman derseniz...

Yarınki Rusya ziyareti bence çok önemli. Bu ziyareti yukardaki bilgiler çerçevesinde bir daha düşünmek baabından yazdım.

Kalın sağlıcakla...

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...