Abi artık bööğğğğk geldi. Her Türk gezgini vizesiz ve uçak bileti ucuz diye Belgrad'a, Tiflis'e, Üsküp'e gidiyor. İçim dışım Belgrad oldu.
Uzun süre yaşadığım Sırbistan hakkında söylediklerinin çoğu kulaktan dolma, Türklüğün gayreti ile doğuştan her şeyi bilirim, bilmesem de şeytani zekamla kıvırırım kaynaklı yalan yanlıs, zırva bilgiler.
Birisi öyle bir uydurmuş ki, meğer Belgrad'da "kırmızı" belediye otobüslerine "orta" kapıdan binersen bedava oluyormuş. Aman dikkat. Böyle yapar da yakalanırsa, şahıs annesinin cinsel organını görür, hem de tam orta kapıdan.
Birisi Zemun semtini Macarlardan kalma tarihi bir yer olarak anlatıyor. Zemun, çocukluğumun Çın Çın bağları gibi bir yerdir, yalnız gir, zor çıkarsın.
Başka birisi Sırpça öğretiyor. Jelena ile oturup, dakikalarca güldük. Meğer "merhaba", "zdrova" demekmiş, hayır da "nı". İlgilenirseniz doğruları "zdravo" ve "ne".
Belgrad'a sanki bir Avrupa kenti diyor, Belgrad Avrupa'da değilmiş gibi. Belgrad, malumunuz, Avrupa'nın göbeğindedir.
Bir de nasıl abuk bir Türkçe. Adam "Caddeleri çok güzel 'mimariler' sarmış" diyor, "tam karşıdaki 'mimarinin' fotoğrafını çektim" diye devam ediyor. Çok aciz, çok zavallı bir Türkçe bu. Adam 'mimari' kelimesini 'bina' zannediyor.
Bunlar kamp 'atıyor', yemek 'gömüyorlar'.
Henüz Gürcistan'ı görmedim ama görseydim, eminim bir bu kadar da onun için yazardım.
Eğitimin hali malum, ama bu kadarı çok geldi bana...
25 Kasım 2024 Pazartesi
Kafası Kopmuş Tavuk
Sevgili arkadaşlar, malum konumuz nükleer ve Türkiye de yavaş yavaş uyanmaya başladı, ufak bir hatırlatma yapayım.
Herkesin ağzında bir "hipersonik" füze.
Sorunca cahilleri hepsi "Efendim hipersonik füze ses hızının 4-5 katında yada daha fazla hızla uçan füzedir" diyorlar.
Bu sözde akıl küpleri 1950'lerde yapılan en basit balistik füzelerin bile hedeflerine doğru dalışlarında hipersonik olduklarının farkında değiller.
Ancak bu füzeler adı üzerlerinde balistik füzelerdir. Yani öncesinde hesaplanmış bir balistik eğri ile hedeflerini bulurlar. Çok azı son anda rotalarında çok küçük değişiklikler yapabilirler.
O yüzden bu füzeler atıldıklarından bir kaç saniye sonrasında bütün rotalarını açık ederler ve bunları durduracak hava savunma sistemleri harekete geçer.
Bugünkü anlamında hipersonik füzeler ise balistik bir rota izlemezler. Hipersonik hızlarda bir seyir füzesi gibi manevra yapabilirler.
Rusların Dinipro'ya attıkları Oreşnik füzesi balistik füze olarak isimlendirilse de atmosfere girdikten sonra savaş başlığı sesin 10 katı hızında (Mach 10) kafası kopmuş bir tavuk gibi manevra yapabilmekte.
Yani savaş başlığı önceden hesaplanabilir balistik bir rota izlemiyor.
Bu nedenle Oreşnik, aslen hibrid balistik-seyir füzesi şeklinde sınıflandırılabilir.
Patriot'dı, S-400 dü, THAAD'dı, bütün anlı şanlı hava savunma sistemleri bu füzeyi göremez bile.
Anladık mı şimdi Avrupa niye panikte?
Herkesin ağzında bir "hipersonik" füze.
Sorunca cahilleri hepsi "Efendim hipersonik füze ses hızının 4-5 katında yada daha fazla hızla uçan füzedir" diyorlar.
Bu sözde akıl küpleri 1950'lerde yapılan en basit balistik füzelerin bile hedeflerine doğru dalışlarında hipersonik olduklarının farkında değiller.
Ancak bu füzeler adı üzerlerinde balistik füzelerdir. Yani öncesinde hesaplanmış bir balistik eğri ile hedeflerini bulurlar. Çok azı son anda rotalarında çok küçük değişiklikler yapabilirler.
O yüzden bu füzeler atıldıklarından bir kaç saniye sonrasında bütün rotalarını açık ederler ve bunları durduracak hava savunma sistemleri harekete geçer.
Bugünkü anlamında hipersonik füzeler ise balistik bir rota izlemezler. Hipersonik hızlarda bir seyir füzesi gibi manevra yapabilirler.
Rusların Dinipro'ya attıkları Oreşnik füzesi balistik füze olarak isimlendirilse de atmosfere girdikten sonra savaş başlığı sesin 10 katı hızında (Mach 10) kafası kopmuş bir tavuk gibi manevra yapabilmekte.
Yani savaş başlığı önceden hesaplanabilir balistik bir rota izlemiyor.
Bu nedenle Oreşnik, aslen hibrid balistik-seyir füzesi şeklinde sınıflandırılabilir.
Patriot'dı, S-400 dü, THAAD'dı, bütün anlı şanlı hava savunma sistemleri bu füzeyi göremez bile.
Anladık mı şimdi Avrupa niye panikte?
13 Kasım 2024 Çarşamba
Nükleer Senaryolar
Sevgili arkadaşlar, ben bir soğuk savaş çocuğuyum. Gençliğimin önemli bir bölümü her iki bloğun olası bir nükleer saldırısının tehdidi altında geçti.
O yüzden yapay zeka ile birlikte olası bir nükleer savaşı başlatabilecek senaryolara bakarken, çoğu için bir film yapıldığını farkettim.
Önceki yazılarda nükleer bir savaşın nasıl yapılacağını ve sonuçlarının neler olabileceğini gözden geçirmiştik. Çok fazla vakit kaybetmeden bir nükleer savaş nasıl başlayabilir, ona bakalım.
Nükleer savaş ihtimali, insanlık tarihinin en büyük tehditlerinden biri olarak kabul edilir sevgili arkadaşlar. Bu tehdit, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte azalmış gibi görünse de, günümüzde hala varlığını sürdürmektedir. Devletler arasındaki silahlanma yarışları, jeopolitik gerginlikler ve teknolojik gelişmelerle birlikte nükleer savaş riski belirli senaryolarda hâlâ gerçek bir tehlike oluşturmaktadır.
Bakalım bu senaryolar hangileridir.
1. Yanlış Alarm veya Sistem Hatası
İnanması ilk bakışta biraz güç gelebilir ama tarih boyunca, nükleer alarm sistemlerinde yaşanan yanlış alarmlar birçok kez nükleer bir savaşın eşiğine gelinmesine neden olmuştur.
Özellikle Soğuk Savaş döneminde, ABD ve Sovyetler Birliği’nin erken uyarı sistemlerinde yaşanan teknik aksaklıklar, her iki tarafın da yanlışlıkla karşılıklı olarak nükleer füze saldırısında bulunma korkusuna kapılmasına yol açmıştır.
Örneğin, 1983 yılında Sovyetler Birliği’nde bir erken uyarı sistemi, verileri yanlış yorumlamış ve ABD tarafından başlatılan bir saldırı yapıldığını düşünmüştü.
Eğer bu tür bir yanlış alarm günümüzde yaşanırsa, sistem hatası nedeniyle iki tarafın da ani ve karşılıklı saldırılara başvurması mümkündür.
2. Kasıtlı Saldırı ve Stratejik Hamleler
Nükleer savaşın başlaması ihtimali, bir devletin başka bir devlete karşı kasıtlı olarak nükleer saldırı gerçekleştirmesi durumunda oldukça yüksek bir senaryodur.
Kasıtlı bir saldırı, genellikle düşman ülkenin askeri veya stratejik bir tehdidine karşılık olarak yapılabilir. Özellikle bazı ülkeler, nükleer silahların caydırıcı gücünü kullanarak stratejik avantaj sağlamak isteyebilir.
Örneğin, bir ülke başka bir ülkenin nükleer gücünden endişe duyarak, popüler tanımıyla “preemptive strike” yani “önleyici saldırı” adı verilen bir stratejiyle hareket edebilir.
Bu durumda, saldırıyı gerçekleştiren ülke, düşmanının nükleer kapasitesini yok ederek kendini koruyabileceğini düşünebilir.
Bugün İsrail’in, İran’ın nükleer silah geliştirme olasılığına karşı yürüttüğü en temel strateji budur.
3. Bölgesel Çatışmaların Küresel Nükleer Savaşa Dönüşmesi
Bölgesel çatışmalar, bazen küresel güçler arasında bir nükleer savaşın kıvılcımını çakabilir. Özellikle Güney Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa gibi bölgelerde meydana gelen çatışmalar, büyük güçlerin araya girmesiyle daha geniş çaplı bir savaşa dönüşebilir. Örneğin, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanacak büyük bir kriz, bölgesel bir nükleer savaşın çıkmasına ve ardından diğer büyük güçlerin de bu savaşa müdahil olmasına yol açabilir. Böylesi bir senaryoda, nükleer silahların kullanımı bölgesel sınırları aşarak küresel çapta yıkıcı bir savaş haline dönüşebilir.
Ancak bu senaryonun gerçekleşmesine en yakın olasılık, Rusya ve Ukrayna arasındaki askeri çatışmadır.
4. Terör Örgütlerinin Nükleer Silah Elde Etmesi
Nükleer savaşın başlayabileceği diğer bir senaryo, terör örgütlerinin veya radikal grupların nükleer silah ele geçirmesi ve bu silahları kullanmasıdır.
Nicole Kidman ve George Clooney’in The Peacemaker filmini izlediniz mi?
Nükleer silahların veya nükleer malzemelerin yasadışı yollarla temin edilmesi, bu grupların eline geçmesi ihtimalini gün be gün artırmaktadır.
Terör örgütleri, siyasi amaçlarına ulaşmak veya korku yaymak amacıyla nükleer silahları kullanabilir. Bu tür bir saldırı, yalnızca bir şehri yok etmekle kalmaz, aynı zamanda dünya genelinde siyasi ve askeri dengeleri sarsarak nükleer silah sahibi ülkelerin birbirlerine karşı tetikte olmalarına neden olabilir.
Bu noktada nükleer silahların, terör örgütlerinin eline yasadışı yöntemlerle geçmesi de gerekmiyor. Nükleer silahlara sahip A ülkesi, gıcık olduğu B ülkesine zarar vermek için el altından, B ülkesine karşı mücadele eden terör örgütlerinden birine bir atom bombası verebilir.
5. Yükselen Teknolojik Tehditler ve Siber Saldırılar
Bu senaryoya biraz dikkatli bakalım sevgili arkadaşlar.
Günümüzde siber güvenlik, nükleer güvenlik kadar önem kazanmaktadır. Nükleer sistemlerin güvenliği, olası bir siber saldırı karşısında tehlikeye girebilir. Eğer bir düşman devlet veya bir siber suç örgütü, bir ülkenin nükleer füze sistemlerini ele geçirip onları ateşleyebilir ya da yanlış alarmlar vererek ülkeler arasında yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bu tür bir siber saldırı, yanlış bilgiyle beslenen bir ülkenin kendini savunmak için nükleer saldırıya başvurmasına yol açabilir. Böyle bir senaryo, nükleer savaş riskini artıran modern tehditler arasında sayılmaktadır.
Buradaki kritik nokta, nükleer bir savaşı başlatmak için James Bond tarzı casusluğa, yada Rusya-Ukrayna savaşı gibi on binlerce askerin, uçağın, tankın katıldığı askeri harekatlara gerek olmamasıdır.
Bir laptop bilgisayar ve orta ayarda bir İnternet bağlantısı teknik olarak bir nükleer savaşı başlatabilir.
6. Yoğun Silahlanma Yarışı ve Yanlış Algılamalar
Silahlanma yarışları, ülkelerin kendilerini güvende hissetmemelerine yol açabilir. Eğer bir ülke, komşu veya rakip ülkelerin nükleer silahlarını artırdığını görürse, bunu tehdit olarak algılayabilir ve önlem almak adına nükleer silah geliştirmeye veya var olan kapasitesini artırmaya yönelebilir. Bu tür bir rekabet, ülkeler arasında yanlış anlaşılmalara ve gerginliğe neden olabilir. Eğer bir ülke, rakip ülkenin nükleer kapasitesini kendisine yönelik bir saldırı hazırlığı olarak algılarsa, bu algılama nükleer bir karşı-saldırıyla sonuçlanabilir.
Gördüğümüz gibi kendimizi yok edecek bolca nükleer senaryo var.
Nükleer savaşın patlak verebileceği bu senaryolar, modern dünyanın karşı karşıya olduğu büyük riskleri gözler önüne sermektedir.
Bu tehlikelerin önüne geçmek için devletler arası diplomasi, silahların kontrolü ve nükleer silahsızlanma çalışmaları büyük önem taşır.
Barışçıl çözümlere ve karşılıklı anlayışa dayalı bir dünya düzeni, nükleer savaş riskini azaltmanın en etkili yoludur.
Bunu elde etmenin ise tek bir yöntemi var.
Kime oy verdiğinize dikkat edin.
Çok içinizi karattım ama ne yapalım. Gerçek böyle bir şey.
O yüzden yapay zeka ile birlikte olası bir nükleer savaşı başlatabilecek senaryolara bakarken, çoğu için bir film yapıldığını farkettim.
Önceki yazılarda nükleer bir savaşın nasıl yapılacağını ve sonuçlarının neler olabileceğini gözden geçirmiştik. Çok fazla vakit kaybetmeden bir nükleer savaş nasıl başlayabilir, ona bakalım.
Nükleer savaş ihtimali, insanlık tarihinin en büyük tehditlerinden biri olarak kabul edilir sevgili arkadaşlar. Bu tehdit, Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte azalmış gibi görünse de, günümüzde hala varlığını sürdürmektedir. Devletler arasındaki silahlanma yarışları, jeopolitik gerginlikler ve teknolojik gelişmelerle birlikte nükleer savaş riski belirli senaryolarda hâlâ gerçek bir tehlike oluşturmaktadır.
Bakalım bu senaryolar hangileridir.
1. Yanlış Alarm veya Sistem Hatası
İnanması ilk bakışta biraz güç gelebilir ama tarih boyunca, nükleer alarm sistemlerinde yaşanan yanlış alarmlar birçok kez nükleer bir savaşın eşiğine gelinmesine neden olmuştur.
Özellikle Soğuk Savaş döneminde, ABD ve Sovyetler Birliği’nin erken uyarı sistemlerinde yaşanan teknik aksaklıklar, her iki tarafın da yanlışlıkla karşılıklı olarak nükleer füze saldırısında bulunma korkusuna kapılmasına yol açmıştır.
Örneğin, 1983 yılında Sovyetler Birliği’nde bir erken uyarı sistemi, verileri yanlış yorumlamış ve ABD tarafından başlatılan bir saldırı yapıldığını düşünmüştü.
Eğer bu tür bir yanlış alarm günümüzde yaşanırsa, sistem hatası nedeniyle iki tarafın da ani ve karşılıklı saldırılara başvurması mümkündür.
2. Kasıtlı Saldırı ve Stratejik Hamleler
Nükleer savaşın başlaması ihtimali, bir devletin başka bir devlete karşı kasıtlı olarak nükleer saldırı gerçekleştirmesi durumunda oldukça yüksek bir senaryodur.
Kasıtlı bir saldırı, genellikle düşman ülkenin askeri veya stratejik bir tehdidine karşılık olarak yapılabilir. Özellikle bazı ülkeler, nükleer silahların caydırıcı gücünü kullanarak stratejik avantaj sağlamak isteyebilir.
Örneğin, bir ülke başka bir ülkenin nükleer gücünden endişe duyarak, popüler tanımıyla “preemptive strike” yani “önleyici saldırı” adı verilen bir stratejiyle hareket edebilir.
Bu durumda, saldırıyı gerçekleştiren ülke, düşmanının nükleer kapasitesini yok ederek kendini koruyabileceğini düşünebilir.
Bugün İsrail’in, İran’ın nükleer silah geliştirme olasılığına karşı yürüttüğü en temel strateji budur.
3. Bölgesel Çatışmaların Küresel Nükleer Savaşa Dönüşmesi
Bölgesel çatışmalar, bazen küresel güçler arasında bir nükleer savaşın kıvılcımını çakabilir. Özellikle Güney Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa gibi bölgelerde meydana gelen çatışmalar, büyük güçlerin araya girmesiyle daha geniş çaplı bir savaşa dönüşebilir. Örneğin, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanacak büyük bir kriz, bölgesel bir nükleer savaşın çıkmasına ve ardından diğer büyük güçlerin de bu savaşa müdahil olmasına yol açabilir. Böylesi bir senaryoda, nükleer silahların kullanımı bölgesel sınırları aşarak küresel çapta yıkıcı bir savaş haline dönüşebilir.
Ancak bu senaryonun gerçekleşmesine en yakın olasılık, Rusya ve Ukrayna arasındaki askeri çatışmadır.
4. Terör Örgütlerinin Nükleer Silah Elde Etmesi
Nükleer savaşın başlayabileceği diğer bir senaryo, terör örgütlerinin veya radikal grupların nükleer silah ele geçirmesi ve bu silahları kullanmasıdır.
Nicole Kidman ve George Clooney’in The Peacemaker filmini izlediniz mi?
Nükleer silahların veya nükleer malzemelerin yasadışı yollarla temin edilmesi, bu grupların eline geçmesi ihtimalini gün be gün artırmaktadır.
Terör örgütleri, siyasi amaçlarına ulaşmak veya korku yaymak amacıyla nükleer silahları kullanabilir. Bu tür bir saldırı, yalnızca bir şehri yok etmekle kalmaz, aynı zamanda dünya genelinde siyasi ve askeri dengeleri sarsarak nükleer silah sahibi ülkelerin birbirlerine karşı tetikte olmalarına neden olabilir.
Bu noktada nükleer silahların, terör örgütlerinin eline yasadışı yöntemlerle geçmesi de gerekmiyor. Nükleer silahlara sahip A ülkesi, gıcık olduğu B ülkesine zarar vermek için el altından, B ülkesine karşı mücadele eden terör örgütlerinden birine bir atom bombası verebilir.
5. Yükselen Teknolojik Tehditler ve Siber Saldırılar
Bu senaryoya biraz dikkatli bakalım sevgili arkadaşlar.
Günümüzde siber güvenlik, nükleer güvenlik kadar önem kazanmaktadır. Nükleer sistemlerin güvenliği, olası bir siber saldırı karşısında tehlikeye girebilir. Eğer bir düşman devlet veya bir siber suç örgütü, bir ülkenin nükleer füze sistemlerini ele geçirip onları ateşleyebilir ya da yanlış alarmlar vererek ülkeler arasında yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bu tür bir siber saldırı, yanlış bilgiyle beslenen bir ülkenin kendini savunmak için nükleer saldırıya başvurmasına yol açabilir. Böyle bir senaryo, nükleer savaş riskini artıran modern tehditler arasında sayılmaktadır.
Buradaki kritik nokta, nükleer bir savaşı başlatmak için James Bond tarzı casusluğa, yada Rusya-Ukrayna savaşı gibi on binlerce askerin, uçağın, tankın katıldığı askeri harekatlara gerek olmamasıdır.
Bir laptop bilgisayar ve orta ayarda bir İnternet bağlantısı teknik olarak bir nükleer savaşı başlatabilir.
6. Yoğun Silahlanma Yarışı ve Yanlış Algılamalar
Silahlanma yarışları, ülkelerin kendilerini güvende hissetmemelerine yol açabilir. Eğer bir ülke, komşu veya rakip ülkelerin nükleer silahlarını artırdığını görürse, bunu tehdit olarak algılayabilir ve önlem almak adına nükleer silah geliştirmeye veya var olan kapasitesini artırmaya yönelebilir. Bu tür bir rekabet, ülkeler arasında yanlış anlaşılmalara ve gerginliğe neden olabilir. Eğer bir ülke, rakip ülkenin nükleer kapasitesini kendisine yönelik bir saldırı hazırlığı olarak algılarsa, bu algılama nükleer bir karşı-saldırıyla sonuçlanabilir.
7. Nükleer Silahların Yayılması (Proliferasyon)
Nükleer silahların yayılması, bu silahların daha fazla ülkenin eline geçmesine neden olur ve risk faktörünü artırır. Nükleer silaha sahip ülkelerin sayısındaki artış, dünya genelinde istikrarsızlık yaratabilir ve nükleer bir savaş riskini tetikleyebilir. Bu durumda, her bir ülke, diğer ülkelerin nükleer gücünden endişe duyarak kendini koruma amacıyla saldırıya geçebilir. Özellikle yönetim yapısı istikrarsız olan veya siyasi kriz yaşayan ülkelerin nükleer silahlara erişimi, bu ülkelerin nükleer silahları sorumsuzca kullanma ihtimalini artırır.
8. Büyük Güçler Arasında Jeopolitik Çatışmalar
Dünya genelinde yaşanan jeopolitik gerginlikler, büyük güçler arasında nükleer bir savaşın başlamasına yol açabilir. Örneğin, ABD ve Çin arasındaki Pasifik bölgesindeki stratejik çekişmeler veya NATO ile Rusya arasındaki Doğu Avrupa’daki gerilimler nükleer bir çatışmaya dönüşebilir. Bu tür jeopolitik çatışmalar, her iki tarafın da nükleer gücünü bir tehdit unsuru olarak kullanmasına yol açabilir ve yanlış bir hamleyle nükleer savaş tetiklenebilir.
Rusya-Ukrayna, Çin-Taiwan…
9. Yanlış Politik Liderlik veya Abartılı Kararlar
Nükleer silah kullanma yetkisine sahip liderlerin kararları, nükleer savaşın patlak vermesinde kritik bir role sahiptir. Eğer bir lider, diplomatik kanalları ve barışçıl çözümleri göz ardı ederek saldırgan bir politika izlerse, nükleer silahların kullanılması ihtimali ortaya çıkabilir. Özellikle kriz durumlarında yanlış bir değerlendirme veya ani bir öfke patlaması, nükleer düğmeye basılmasına neden olabilir. Bu durumda, diplomasi yerine askeri gücün ön planda tutulması, nükleer savaşın başlamasını hızlandırabilir.
Neyse ki bundan endişelenmemize gerek yok. Biden, akli melekeleri yerinde, tutarlı bir lider. Onu izleyen Trump ise başka bir sükunet, aklı-selim ve tutarlılık abidesi. Fransa başkanı Macron, ileri görüşlülüğün ve devlet adamlığının yeryüzündeki temsili. Eminim ismini bilmediğim İngiltere Başbakanı da en az bunlar kadar güvenilir biridir. Aralarındaki en sağlam isim ise Netanyahu. O oldukça korkmayın. Bir de Kuzey Kore lideri Roket-Adam var, ona da ne diyelim, bilemedim. Xi ile Putin’in yorumunu da sizlere bırakıyorum.
10. Kitle İmha Silahlarının Kombine Kullanımı
Nükleer savaşın başlamasına yol açabilecek bir diğer senaryo, kitle imha silahlarının bir arada kullanılmasıdır. Nükleer, biyolojik veya kimyasal silahların bir arada kullanılması, devletleri kendilerini korumak için nükleer silahlara başvurmaya zorlayabilir. Örneğin, biyolojik bir saldırıya maruz kalan bir ülke, bu saldırıya karşılık olarak nükleer silah kullanma kararı alabilir. Bu tür bir durum, bölgesel bir çatışmanın nükleer savaşa dönüşmesine neden olabilir.
Gelelim sonuca.
Nükleer silahların yayılması, bu silahların daha fazla ülkenin eline geçmesine neden olur ve risk faktörünü artırır. Nükleer silaha sahip ülkelerin sayısındaki artış, dünya genelinde istikrarsızlık yaratabilir ve nükleer bir savaş riskini tetikleyebilir. Bu durumda, her bir ülke, diğer ülkelerin nükleer gücünden endişe duyarak kendini koruma amacıyla saldırıya geçebilir. Özellikle yönetim yapısı istikrarsız olan veya siyasi kriz yaşayan ülkelerin nükleer silahlara erişimi, bu ülkelerin nükleer silahları sorumsuzca kullanma ihtimalini artırır.
8. Büyük Güçler Arasında Jeopolitik Çatışmalar
Dünya genelinde yaşanan jeopolitik gerginlikler, büyük güçler arasında nükleer bir savaşın başlamasına yol açabilir. Örneğin, ABD ve Çin arasındaki Pasifik bölgesindeki stratejik çekişmeler veya NATO ile Rusya arasındaki Doğu Avrupa’daki gerilimler nükleer bir çatışmaya dönüşebilir. Bu tür jeopolitik çatışmalar, her iki tarafın da nükleer gücünü bir tehdit unsuru olarak kullanmasına yol açabilir ve yanlış bir hamleyle nükleer savaş tetiklenebilir.
Rusya-Ukrayna, Çin-Taiwan…
9. Yanlış Politik Liderlik veya Abartılı Kararlar
Nükleer silah kullanma yetkisine sahip liderlerin kararları, nükleer savaşın patlak vermesinde kritik bir role sahiptir. Eğer bir lider, diplomatik kanalları ve barışçıl çözümleri göz ardı ederek saldırgan bir politika izlerse, nükleer silahların kullanılması ihtimali ortaya çıkabilir. Özellikle kriz durumlarında yanlış bir değerlendirme veya ani bir öfke patlaması, nükleer düğmeye basılmasına neden olabilir. Bu durumda, diplomasi yerine askeri gücün ön planda tutulması, nükleer savaşın başlamasını hızlandırabilir.
Neyse ki bundan endişelenmemize gerek yok. Biden, akli melekeleri yerinde, tutarlı bir lider. Onu izleyen Trump ise başka bir sükunet, aklı-selim ve tutarlılık abidesi. Fransa başkanı Macron, ileri görüşlülüğün ve devlet adamlığının yeryüzündeki temsili. Eminim ismini bilmediğim İngiltere Başbakanı da en az bunlar kadar güvenilir biridir. Aralarındaki en sağlam isim ise Netanyahu. O oldukça korkmayın. Bir de Kuzey Kore lideri Roket-Adam var, ona da ne diyelim, bilemedim. Xi ile Putin’in yorumunu da sizlere bırakıyorum.
10. Kitle İmha Silahlarının Kombine Kullanımı
Nükleer savaşın başlamasına yol açabilecek bir diğer senaryo, kitle imha silahlarının bir arada kullanılmasıdır. Nükleer, biyolojik veya kimyasal silahların bir arada kullanılması, devletleri kendilerini korumak için nükleer silahlara başvurmaya zorlayabilir. Örneğin, biyolojik bir saldırıya maruz kalan bir ülke, bu saldırıya karşılık olarak nükleer silah kullanma kararı alabilir. Bu tür bir durum, bölgesel bir çatışmanın nükleer savaşa dönüşmesine neden olabilir.
Gelelim sonuca.
Gördüğümüz gibi kendimizi yok edecek bolca nükleer senaryo var.
Nükleer savaşın patlak verebileceği bu senaryolar, modern dünyanın karşı karşıya olduğu büyük riskleri gözler önüne sermektedir.
Bu tehlikelerin önüne geçmek için devletler arası diplomasi, silahların kontrolü ve nükleer silahsızlanma çalışmaları büyük önem taşır.
Barışçıl çözümlere ve karşılıklı anlayışa dayalı bir dünya düzeni, nükleer savaş riskini azaltmanın en etkili yoludur.
Bunu elde etmenin ise tek bir yöntemi var.
Kime oy verdiğinize dikkat edin.
Çok içinizi karattım ama ne yapalım. Gerçek böyle bir şey.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Radyoaktivite - Ne Yapalım?
Uzun süredir bu nükleer savaş konseptine takıldık sevgili arkadaşlar. Üstüne bir de özel bir kaç mesele girince bir türlü sonlandıramadık. K...
-
"Burgundy for kings...." Bir Fransız deyişi. Burgonya şarapları krallar içindir anlamına geliyor. Gerçekten de eski dünyanın en kl...
-
Dünyanın en büyük meydanı hangi şehirdedir hiç düşündünüz mü? Wikipedia’da gelecek haftaki Çin ziyareti için Tiananmen meydanını okurken onu...
-
Bugün eşim Jelenayla birlikte bir ara çok sıklıkla gittiğimiz ancak son günlerde ihmal ettiğimiz Fransanın Bourgogne bölgesine çevirdik rota...
-
Bir önceki yazıda petrol ve kömürün karbondan oluştuğunu ve karbonun oksijenle birleşerek yanması sonucu ısı yani enerji elde ettiğimizi söy...
-
Biraz daha uçak geyiği yapalım. Bu kez sivil uçak kazalarına şöyle bir bakalım. Arabalarımıza estetik amaçlı takarız spoiler'leri. Spoil...