20 Nisan 2016 Çarşamba

Dünyanın Sonunun Geldiğini Nasıl Anlarsınız?

Dünyanın sonunun geldiğini nasıl anlarsınız, biliyor musunuz arkadaşlar?

Bir Türk dükkanında başka milletten birini çalıştırdığı zaman.

Bugün Lozanın göbeğinde, bir Türk restoranında çalışan iki kişiyle biraz sohbet ettim.

Biri Afgan, diğeri Suriyeli.

İçim sızladı. Afgana nasıl sizin memleket diye sordum. Gözleri doldu. Dünyanın en güzel ülkesi dedi.

Sonra da devam etti.

Burada bir çocuğun başı ağrısa helikopter geliyor. Daha dün bir teknede dört yüz Afgan öldü. Böcek gibi.

Dedi.

İşte bizim oralar böyle diye cevapladı sorumu.

İçim cız etti.

Birinin ülkesini sözde dindarlar, diğerinin ülkesini de bir diktatör mahvetmiş.

Hayatları beş para etmiyor - bunu içim kan ağlayarak söylüyorum. Kendi değimiyle böcek gibi ölüyorlar. Ülkelerine gidemiyor, sevdikleriyle bir arada olamıyorlar. Afgan işçinin Türkiye, Sırbistan, Macaristan vesaire üzerinden bir hikayesi var ki yüreğiniz acır duysanız.

Lan Hülooooğğğğlar, aklınızı başınıza alın. Buradan başka ülkeniz yok. Anlamadığınız, ucunu görmediğiniz bir din sömürüsünün peşine takılıp yakmayın kendinizi de, ülkenizi de.

Ve eyyyyy teneke aydınlar. Bırakın işin havasını, hem kendi kıçınızı, hem de ülkenizinkini kurtarmak için viyaklamak dışında faydalı birşeyler yapın.

Yarın nasılsa bugün gibi olur demeyin.

Çayınızı içip işenize gittiğiniz bir gün ile, evlerinizin yıkılıp harabeye döndüğü, mevkiniz, öğretiminiz ne olursa olsun, açlıktan, çaresizlikten dilendiğiniz, diğer insanların sizi böcek gibi gördüğü bir gün arasındaki uzaklık zannettiğinizden çok daha kısa.

18 Nisan 2016 Pazartesi

Yassah!

Bir sorunu çözmeye çalışmanın en ahmakça yolu, o soruna yol açan olguyu yasaklamaktır.

İki kere altında çalışanı telefonla konuşurken mi gördün, telefonu yasakla. Yemekten sonra miden mi ağrıdı, yemeği yasakla. Bir doğum günü kutlamasında, biri ahlaksız bir eylem mi yaptı, doğum günü kutlamasını yasakla. Biri denizde mi boğuldu, yüzmeyi yasakla.

Rahmetli Zeki Alasya ve Metin Akpınar koca bir kabare yazdılar bu konu üzerine. Evrensel bir oyundur Yasaklar. Şimdi de, yüz sene sonra da geçerliliğini koruyacaktır. Ahmakların nüfusa oranının azalacağına inanmamız için hiçbir neden yok ortada.

Beyin eksikliğinden muzdarip karar vermeye yetkili ahmaklar sorunun kaynağına inip onu çözmeden, böyle aptalca yasaklarla tedbir aldıklarını, istemedikleri olayları engellediklerini zannederler.

Amerikada bir ara içki yasaktı. En çok içki o zaman içilmiş, üstüne mafya adlı koca bir suç örgütü büyüyüp neredeyse küresel bir güç olmuştu. Aynı şey bugün uyuşturucuda da oluyor. Pekaka dan Talibana, bütün terör örgütleri mali kaynaklarını uyuşturucudan sağlıyor.

Burada potansiyel viyaklamaları önlemek için, beyaz üstüne siyahla bir kez daha tekrarlayayım. Uyuşturucuyu, alkolü vesaire savunmuyorum, onların zararlı olmadığını söylemiyorum. Sadece yasaklamayla sorunun çözülmeyeceğini anlatmaya çalışıyorum.

AKP hükümeti yakın zamanda mutlu, ileri ve müreffeh ülkemizde buna en güzel örnektir. Sığ anlayışları ve tecrübesizlikleriyle tivitırı, yutubu, mivitırı yasaklayıp akıllarınca sosyal medyadan kaynaklı baskıyı engellemeyi hayal ettiler. Yine ona yayın yasağı, buna gizlilik yasağı koyup aptalca insanları kontrol etmeye çalışıyorlar.

Özgecan'ın ölmüş katilini yeniden asıp kesmekten sıkılan teneke aydınlar, şimdi de Facebook'da Avataria oyununa taktılar. Ben ne gördüm, ne oynadım, ama oradaki rezilliklerin gerçek olduğuna tüm kalbimle inanıyorum.

Teneke aydınlarımız tabii ki böyle bir viyaklama fırsatını kaçırmadı. Hepsi doğuştan herşeyi bilmeleri ve bilmeselerde ölümcül, şeytani zekalarıyla şıp diye anlamaları sayesinde olayı hemen çözdüler.

Erişim engellensin!

Çocukların Facebook'da ne işi var, yasaklansın.

Çocuklar İnternete girmesin.

Bu kadar zeka yoksunu ile aynı havayı solumak zorunda olmamı hayli aşağılayıcı buluyorum.

Bu boş tenekelerin hayallerinde bile çocuklarına İnternete girmeyi yasaklayabileceklerine inanması toplumsal bir sorun. Sen yasakla, ertesi gün senin gözünün içine baka baka Facebook'a da girer, porno da seyreder (hem de history den senin ziyaret ettiğin siteleri bulup arama zahmetine de katlanmazlar), sen hala ne iyi ettim de yasakladım, İnternet artık çocuğumu kirletemeyecek diye avunursun.

Sen çocuğuna doğruyu yanlıştan ayırmayı öğret, gerisinden korkma. İnternet dünyanın en önemli bilgi kaynağı. Dünya İnternet sayesinde gelişecek. Çocuğunun elinden bu kaynağı salakça bir nedenle almak yerine vaktini ayır, doğru düzgün iyiyi, kötüyü, faydalıyı, faydasızı anlat ona.

Sen yasaklasan da, yasaklamasan da çocuğun İnternete de girecek, Facebook'da da chat edecek.

Aşağıya hiç aramadan karşıma çıkan bir iki viyaklamayı koyuyorum.

Tanrı hepimizi bu boş tenekelerden korusun.


14 Nisan 2016 Perşembe

Ben Muhafazakarım!

Ben muhafazakarım, karım çalışmasın, evde otursun.

Ben muhafazakarım, kızım okumasın, evde otursun.

Ben muhafazakarım. Devlet öğretmen yetiştireceğine imam yetiştirsin.

Ben muhafazakarım, kimse benim karıma, kızıma bakmasın ama ben yolda gördüğüm her kadını, kızı taciz edeyim.

Ben muhafazakarım. Hiç çalışmayayım, devlet bana versin.

Ben muhafazakarım, ülkem her ülkeden ileri olsun.

Ben muhafazakarım, ülkem her ülkeden kuvvetli olsun, lafım geçsin.

Ben muhafazakarım, ülkem refah içinde yaşasın.

.
.
.

De get la....

Sadece bir "Hayır" sözcüğü

1959 yılında El Comandante, yani yoldaş Fidel, Küba’da ABD’nin kankası diktatör Fulgencio Batista’ta karşı gerçekleştirdiği devrim sonrasınd...