Bülent'in Heybesi

Mannheim’a ilk adımını attığında, insanın aklına Barok bir şehir planlaması değil de, sanki bir Excel tablosu geliyor. Sokak isimleri yerine...

Frankfurt, Almanya’da belki de en sık geldiğim şehrdir sevgili arkadaşlar, ancak bugüne kadar sadece bir kez, o da otuz sene önce gezebildim...

Eğer bana dünyanın en ilginç gelen şatosu hangisidir diye sorarsanız, hiç düşünmeden Heidelberg Şatosu derim. Bu ne heybetinden, ne tarihind...

Sabah, kargalar kahvaltılarını etmeden yola koyulduk. Yollar tenha olduğu için önce Bern, sonra da Basel’a kadar sorunsuz geldik. Alman sını...

“I don’t want to go to ‘Budipest’!” diye bağrınıyordu sevgili kızım. Annesi düzeltti “Not ‘Budipest’, ‘Budapest’…”. Ama heyhat, Budapeşte’ni...

Yıl 2001, bir toplantı için Macaristan’daki Eger kentine gitmem gerekiyordu. Macaristan’a ilk gidişim olacaktı, ancak daha gitmeden ülke ile...

Galataport’ta bol bol kahve içip, kendimi uzun geceye hazırlamıştım. İstanbul’da akşam işlerimi bitirip, sabaha karşı Ljubljana’ya uçacaktım...